GÜVERCİNLERDE KISIRLIK KISIR OLMA SEBEPLERİ
1-Genetik bir hastalık( yakın akrabalı eşeyleme)
2-Yumurtalık kısmında anormallikler ( çatalı kırık,eğri yada tamamen kapalı)
3-Tümör ve genital bölgede enfeksiyon (e-coli veya salmonellaya bağlı tümörleşmeler)
4- geçirilmiş viral enfeksiyon sonrası sekeller (salmonella vb.)
Tedavi: Tedavi sırasında kuşumuzu güneş gören ayrı bir kafese koyuyoruz ..
DİŞİLER İÇİN :
Öncelikle şunu belirtmek lazım yumurtlayan her dişi kısır değildir zira kısır dişi yumurta yapmaz yumurtaları n boş çıkma sebebi erkekte arnmalıdır.
Yumurtlamayan dişiler için :
FARLUTAL tablet..Bu ilaç bayanlarda adet düzensizliği için kullanılıyor
5mg tabletin yarısını kusa veriyoruz.10-15 gün bu şekilde devam ediyoruz
16.gün cipro 500 mg dörtte birini 7 gün kullanıyoruz (cipro 250 mg tablet ½ de olabilir)
Bu işlemler sırasında arada kuşları yanına koyup 10 15 dakika bekletip ötmesini (kur yapmasını) ve dişi kuşta hormon salgılanmasını sağlıyoruz.20. günden sonra kuşumuzu eşe kapayabiliriz
Kuşumuzda tümör varsa onun tedavisi ayrıca ele alınacak ..Fakat çatalı kırık ise kalsiyum takviyesi yaparak düzelmesini beklemelisiniz .....
ERKEKLER İÇİN :
Erkek güvercinlerde kısırlığın ana sebepleri: erkeğin spermleri dişiye iletememesi(iyi basamaması) ,enfeksiyon, vitamin eksikliği ve yakın akrabalı eşeylemeye bağlı gelişen kısırlık olarak guruplanmaktadır ve yapılacak önlemler :
1)erkeğin kanat ve kuyruk tüyleri kesilir anüs (popo) etrafındaki tüyler yolunur (erkeğin rahat basmasını sağlamak amacıyla)
2) enfeksiyon düşünülüyorsa şayet 30 gün boyunca pyoloseptly kapsülü litreye 1 kapsül olacak şekilde her gün taze olmak kaydıyla uygulayıp dışkı kontrolü yapılmalı 30. Günden sonra prebiyotik (kefir =1 kg yeme 1 yemek kaşığı yada 3 litre suya 1 çay bardağı) desteği ,vitamin E ve selenyum ,çinko içerikli vitaminlerle 1 hafta daha ayırıp sık sık bahçede yada terasta havalandırılmalı dişilerden uzak tutulmalı ve vitamin takviyesi sonrası güneş gören bir eşhanede eşe atılmalıdır.. yumurtalar kontrol dilmeli ( sarı ışık yardımıyla kanlanma olup olmadığı kontrol edilmeli )kanlanma yoksa 15 gün boyunca largopen toz dan 3 litreye 1 çay kaşığı olacak şekilde her gün tae hazırlanmalı prebiyotik ve vitamin desteği tekrarlanmalı ve tekrar başka bir eşle denenmelidir . balık yağı kapsülleri kullanılabilir yazın özellikle rahatlıkla her yerde ulaşabileceğimiz semiz otunu önlerinden eksik etmemeliyiz. Erkeğin ayrı durduğu dönemde haftada 1 avucu geçmemek kaydıyla kenevir verilebilir aşırısı ishal yapar …
Güvercinin kısır sanıldığı noktalar
1-Bazı kuşlar sık yumurtlama sürelerinden sonra 6-8-12 ay yumurtlamayı kesiyor dinlenmek için
2-Kuşta beslenme düzensizlikleri ,hastalıklar (kalsiyum eksikliği,vitamin eksikliği vitamin E ve SELENYUM )
3-Erkeğinin dişiye iyi basamaması ..Erkeğinin kısır olma ihtimali var onuda göz önünde bulundurup kuşu başka bir dişi ile eşleyip denemeliyiz
4-Kısır kusa altına yumurta sürdüğümüzde genelde yatıyor yavrulara bakıyor fakat bunun her zaman kısır olduğu için yattığı anlamına gelmez istisnaen yatabiliyor
5-Yuvayı beğenmediği içinde yapabilir ..Bazı kuşlar vardır yuvayı çok sevdikleri zaman 1-2 haftaya kalmaz yumurtlar bazı kuşlar vardır yuvaya alışamaz ondan yumurtlamaz
6-Çok yaslı olması yumurtlama süresini ve döl verimini azaltır
TÜMÖR YADA UR VARLIĞINDA
Salmonella ve e-coli kaynaklı hastalıklar son zamanlarda sık karşılaştığımız olgu olan dişilerde yumurtalık erkekte sperm yollarına yerleşip tümörleşme meydana getirmekte bu sebepten dolayı ovum(dişinin üreme hücresi) ile spermi bir araya getirmemek kaydıyla yada dişilerde yumurtalık tahribatı yaparak ovum üretimini engellemek yoluyla kısırlığa neden olmaktadırlar.. suya yada beslenmeye bağlı olarakta dölleme organellerinde taşlaşma meydana gelebildiği unutulmamalı yumurta yapamayan kuşlar elle hasar vermeden muayene edilmelidir… yumurtalıkları hasar görmemiş ve daha önce yumurta yavru aldığımız ancak ur oluştuğu için kısır kategorisine koyduğumuz kuşlar için neler yapabiliriz:
Bu süreç biraz uzun ve meşakatlidir.. yarım bırakacağınız tedaviye başlamamak daha iyi olur..
1) largopen toz (3 litreye 1 çay kaşığı )
2) PİYELOSEPTYL Kapsül ( litreye 1 kapsül)
3) vitamin E , selenyum ve çinko içeren vitamin
4) flagyl serum litreye 5cc
Yukarıda yazılı olanları 10 gün kullanıp ur kontrol edilmeli ve tamamen kaybolana kadar yada totalde 30 günü geçmemek kaydıyla uygulanmalıdır uygulama sırasında kuşlara prebiyotik , semiz otu, marul,maydonoz sapı vs ek gıdaları ve bol güneş ışığı almaları sağlanmalı kuşların yağlanması engellenmelidir
Etiketler:
Bakım
Kümesimizdeki güvercinlerimizin arzuladigimiz yöndeki özelliklerini gelistirebilmek icin, yani en iyilerini secip, en iyilerinden yavrular elde etmek icin yavru veriminin bol olmasi gerekir. Yavru verimi denilince yilda cift basina yeme düsürdügümüz yavru sayisi kastedilmektedir. Eger bir üretim sezonunda cift basina ortalama yavru sayimiz 6 degilse kümesinizde bir problem var demektir. Üretim sezonu subat ile temmuz aylari arasidir. Subat ortasinda ciftlestirme, Subat sonu yumurtlama, mart ortasi yavrularin cikisi, nisan ortasi yeme düsmeleri ve asagi yukari her ay bir cift yavrudan temmuz ortasina kadar eder dört cift yavru. Elbetteki her ciftten sekiz yavru elde etmek mümkün degil. Dolayisiyla cift basina ortalama üc cift yavru diyoruz.
Düsük yavru veriminin cesitli nedenleri olabilir. Öncelikle en iyi sayida yavruya ulasabilmek icin önkosullar neler onlara bir göz atalim.
Düsük yavru veriminin cesitli nedenleri olabilir. Öncelikle en iyi sayida yavruya ulasabilmek icin önkosullar neler onlara bir göz atalim.
1. Kuşlara (Ana, Baba) Bağlı Nedenler:
a- Ana babaya bagli nedenlerin en basinda saglik gelmektedir. Ancak saglikli kuslardan saglikli ve yeterli sayida yavru elde edilebilir. Disi kusun cinsiyet organlari onun yumurtlamasi icin gerekli isleyise sahip olmalidir. Ayni zamanda erkegin cinsiyet organlari da yumurtayi dölleme yeteneginde olmalidir. Saglik ile ilgili konulari baska bir yazimda detayli olarak isleyecegim.
b- Ana ve baba yumurtlama gerceklestikten sonra onlarin üzerinde yatarak ve gerektiginde onlari cevirerek, bu yumurtalardan yavru cikmasi icin gerekli davranislari gösterme yeteneginde olmalilar.
c- Bildigimiz gibi yavrular ciktiktan sonra ilk günlerde kursak sütü ile beslenirler. Iste yine ana ve babanin süt salgilama yetenekleri yerinde olmalidir. Kursak sütü salgisi kus yaslandikca geriler. Dolayisiyla esler secilirken yasli kuslara genc eslerin verilmesine dikkat edilmelidir. Cift, yavrularina düskün olmali yani yavruya bakma özellikleri güclü olmalidir.
b- Ana ve baba yumurtlama gerceklestikten sonra onlarin üzerinde yatarak ve gerektiginde onlari cevirerek, bu yumurtalardan yavru cikmasi icin gerekli davranislari gösterme yeteneginde olmalilar.
c- Bildigimiz gibi yavrular ciktiktan sonra ilk günlerde kursak sütü ile beslenirler. Iste yine ana ve babanin süt salgilama yetenekleri yerinde olmalidir. Kursak sütü salgisi kus yaslandikca geriler. Dolayisiyla esler secilirken yasli kuslara genc eslerin verilmesine dikkat edilmelidir. Cift, yavrularina düskün olmali yani yavruya bakma özellikleri güclü olmalidir.
2. Çevreye Bağlı Nedenler:
a- Cevreye bagli nedenlerin basinda besleme gelmektedir. Üretim sezonu disinda özellikle disilerin yaglanmamasina dikkat edilmelidir. Bu nedenle kisin mümkünse agirlikli olarak arpa verilmelidir. Yemleme bir kez yapilmali ve kuslarin yiyebildikleri kadar arpa verilmelidir. Eger bugday veriliyorsa miktarini dörtte bir oraninda azaltiniz. Özellikle soguk günlerde veya uzunca ucuslar sonrasinda yemlerine bir miktar misir katiniz yada normalde verdiginiz yemden biraz fazlasini veriniz. Kuslarinizi ciftlestirmeden bir hafta önce, onlarin eni konu kizmalarini saglamak icin yemlerine fig, kirik bakla, burçak ve yemlik bezelye gibi proteinli daneler katiniz ya da dörtte bir oraninda pilic besi yemi veriniz. Yumurtlama sonrasinda bu tip yemlemeye devam ediniz. Yavrular 7-10 günlük olduktan sonra yemdeki proteinli dane oranini yada pilic besi yemini arttiriniz. Yem yanisira temiz ve berrak suda cok önemlidir. Mümkünse kümeste hergün taze su bulundurulmalidir.
b- En az besleme kadar kümesin havalanmasi ve günes olmasi da önemlidir. Hayvanlarin gübresinden dolayi kapali kümeslerde amonyak orani cok cabuk yükselir. Amonyak, özellikle nemli bölgelerde daha da büyük bir sorundur. Kuslarimizin üsümesinden korkmayalim. Kümeslerimizi elimizden geldigince iyi havalandiralim. Nem ve kötü hava soguga nazaran kuslarimizin daha büyük düsmanlaridirlar. Kümesimizde büyük havalandirma acikliklarinin olmasi ve özellikle iyi havalarda bunlarin acilmalari cok önemlidir. Diger zamanlarda da rüzgardan korumak yeterlidir. Kümesin havasinin kötü olmasinin diger bir nedeni de kümesin hayvan sayisina göre kücük olmasidir. Sevgili yetistiriciler, hayvan sayinizi kümesinize göre ayarlayiniz. Önemli olan kuslarimizin sayica fazla olmalari degil, kaliteli ve saglikli olmalaridir.
c- Yuvaliklar mümkün oldugunca büyük olmalidir. Yuvalıklar, yetistirdigimiz kuslarimizin büyüklüklerine bagli olarak en az 50 cm genisliginde, 40 cm derinliginde ve 30 cm yüksekliginde olmalidir. Yuvaligin icerisine ya tahtadan yada piyasada satilan yuvarlak plastik folluklardan koyunuz. Bunlar yavrularin temiz kalmasini, dolayisiyla kolay kolay hastalanmamasini saglar.
Sevgili güvercin severler, gördügünüz gibi basarili bir kümes yönetimine giden yol kolay degil. Elbetteki yukarida size önerdiklerimizi yapmak zorunda degilsiniz. Dedigim gibi bunlar öneri. Yavru veriminin nelere bagli oldugunu gördükten sonra eminim sizler de kendi kümesinizde düzeltmeniz gereken problemleri, bizim de önerilerimizi dikkate alarak kendi yöntemlerinize göre cözeceksinizdir.
b- En az besleme kadar kümesin havalanmasi ve günes olmasi da önemlidir. Hayvanlarin gübresinden dolayi kapali kümeslerde amonyak orani cok cabuk yükselir. Amonyak, özellikle nemli bölgelerde daha da büyük bir sorundur. Kuslarimizin üsümesinden korkmayalim. Kümeslerimizi elimizden geldigince iyi havalandiralim. Nem ve kötü hava soguga nazaran kuslarimizin daha büyük düsmanlaridirlar. Kümesimizde büyük havalandirma acikliklarinin olmasi ve özellikle iyi havalarda bunlarin acilmalari cok önemlidir. Diger zamanlarda da rüzgardan korumak yeterlidir. Kümesin havasinin kötü olmasinin diger bir nedeni de kümesin hayvan sayisina göre kücük olmasidir. Sevgili yetistiriciler, hayvan sayinizi kümesinize göre ayarlayiniz. Önemli olan kuslarimizin sayica fazla olmalari degil, kaliteli ve saglikli olmalaridir.
c- Yuvaliklar mümkün oldugunca büyük olmalidir. Yuvalıklar, yetistirdigimiz kuslarimizin büyüklüklerine bagli olarak en az 50 cm genisliginde, 40 cm derinliginde ve 30 cm yüksekliginde olmalidir. Yuvaligin icerisine ya tahtadan yada piyasada satilan yuvarlak plastik folluklardan koyunuz. Bunlar yavrularin temiz kalmasini, dolayisiyla kolay kolay hastalanmamasini saglar.
Sevgili güvercin severler, gördügünüz gibi basarili bir kümes yönetimine giden yol kolay degil. Elbetteki yukarida size önerdiklerimizi yapmak zorunda degilsiniz. Dedigim gibi bunlar öneri. Yavru veriminin nelere bagli oldugunu gördükten sonra eminim sizler de kendi kümesinizde düzeltmeniz gereken problemleri, bizim de önerilerimizi dikkate alarak kendi yöntemlerinize göre cözeceksinizdir.
Etiketler:
Yavru Bakımı
Güvercin Bakımı
Sevgili Yetiştiriciler, hepimizin ortak merakı olan güvercin yetiştiriciliğinin, güvercin sağlığı bakımından da temelini oluşturan, olmazsa olmaz şeklinde de değerlendirebileceğimiz ana kuralları vardır. Uygulanması gereken kurallar nelerdir kısaca açıklayarak başlayalım;
1. Mutlaka standartlara uygun kümes veya kümesler.
2. Temizlik ve hijyen
3. Sağlıklı damızlık
4. Finansman
5. Zaman
6. Sportmenlik
1. Mutlaka standartlara uygun kümes veya kümesler.
2. Temizlik ve hijyen
3. Sağlıklı damızlık
4. Finansman
5. Zaman
6. Sportmenlik
1. Kümes
Kümes deyince aklımıza gelen konu; güvercinlerimizin rahat edebileceği, sağlık koşullarına uygun, yaşamları süresince barınabilecekleri güvercin evlerinden söz ediyorum. Kümesleri, bahçe kümesleri, tavan arası kümesleri ve teras kümesleri olarak sınıflandırabiliriz. Kümeslerimizin cephesini, şayet şeçeneğimiz varsa rüzgarın daha ılık estiği, sabah güneşini ve gün boyu güneş ışınlarını alabilen doğu veya güney doğu yönlerine kurarsak kuşlarımızın güneş ışınlarından azami derecede faydalanmalarını sağlarız. Böylece sabahın erken saatlerinde kümesin içersindeki havanında ılıklaşmasını sağlarız. Kümeslerin çok lüks olması önemli değildir ancak ihtiyaçlara cevap vermesi çok önemlidir. Bahçe kümeslerini ve terasta inşa edeceğimiz kümesleri yerden 45cm gibi yüksekliğe kaldırırsak, kümesin altında oluşacak hava sirkülasyonu sayesinde kümes tabanının daima kuru kalmasını sağlarız. İyi bir kümeste dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümesin tabanının sürekli olarak kuru kalmasını sağlayan ve kuşlarımızda üst solunum problemleri yaratmayan havalandırma sistemlerinin bulunmasıdır. Bunun için belli zaman dilimlerinde devreye sokacağımız (kuşları yemleme zamanı gibi) elektrikle çalışan havalandırma sistemlerini tercih edebileceğimiz gibi doğal havalandırma sistemlerini de oluşturabiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümes içersinde kuşlarımızı cereyana maruz bırakmamaktır. Bu nedenle kümeslerde tek cepheden, tercihen kümeslerin ön yüzünde alttan açılacak havalandırma delikleri ile kümesin içersine temiz hava girmesini sağlarız. Tavandan açacağımız havalandırma bacaları ile de kümesteki istenmeyen kötü hava ve kokuların dışarıya çıkmasını sağlarız. Böylece kuşlarımızı hava akımlarına (cereyan) maruz bırakmaksızın kümeslerimizin hava sirkülasyonunu sağlarız.
Ayrıca kümeslerde kuşlarımızın yuva ölçülerini ve şekillerini belli standartlara göre dizayn edersek hem kuşlarımız rahat eder hem de yuva temizliğinde bizler rahat ederiz. Standartlara uygun yuvadan kastım; bir çift kuşun yaşamlarını sürdürebileceği, rahatlıkla eşleşip yavrularını büyütebilecekleri, kolay temizlenebilmesi için altında tercihen yuva ızgarası olan, içersinde 2 adet yumurtalık konulabilen, önleri gerektiğinde kapatılabilmesi için yuva önü bulunan, yetiştirdiğimiz kuşların fiziki yapılarına uygun ölçülerdeki yuvaları kastediyorum. Bu yuvaların ölçüleri kişisel olarak değisse de, normal ölçüler 40x60x40 veya 40X70X40 gibidir. Konuyu biraz açmak gerekirse ideal bir yuva 40 cm derinlik, 60 cm genişlik, 40 cm yüksekliktedir. Bu standartlara sahip bir yuvada bir çift kuş, konulacak 2 adet yumurtalık sayesinde aynı anda bir çift yavru büyütürken, bir çiftte yumurtaya yatabilir. Yuva önleri sayesinde ise kuşlarımızı yuva içersine kapatıp, burada eşleştirerek, yemini ve suyunu burada vererek doğacak yavruların istediğimiz çiftlere ait olduğundan emin olabiliriz. Ayrıca yuva önlerine takacağımız mamalıklara yem koyarak, hem yavruya bakan çiftlere yardımcı olabiliriz, hem de yavruların ebeveyinlerine bakarak çabucak yem yemeyi öğrenmelerini sağlarız. Yuva altı ızgaraları ise kuşlarımızın dışkılarıyla temasını kestiği için yemin dışkı ile bulaşması sonucu oluşabilecek olan enfeksiyonların önlenmesinde rol oynayan çok önemli faktörlerden biridir. Ayrıca haftada bir kez bu ızgaraları kaldırmak suretiyle yuvalıkları kolayca temizleyebiliriz.
Ayrıca kümeslerde kuşlarımızın yuva ölçülerini ve şekillerini belli standartlara göre dizayn edersek hem kuşlarımız rahat eder hem de yuva temizliğinde bizler rahat ederiz. Standartlara uygun yuvadan kastım; bir çift kuşun yaşamlarını sürdürebileceği, rahatlıkla eşleşip yavrularını büyütebilecekleri, kolay temizlenebilmesi için altında tercihen yuva ızgarası olan, içersinde 2 adet yumurtalık konulabilen, önleri gerektiğinde kapatılabilmesi için yuva önü bulunan, yetiştirdiğimiz kuşların fiziki yapılarına uygun ölçülerdeki yuvaları kastediyorum. Bu yuvaların ölçüleri kişisel olarak değisse de, normal ölçüler 40x60x40 veya 40X70X40 gibidir. Konuyu biraz açmak gerekirse ideal bir yuva 40 cm derinlik, 60 cm genişlik, 40 cm yüksekliktedir. Bu standartlara sahip bir yuvada bir çift kuş, konulacak 2 adet yumurtalık sayesinde aynı anda bir çift yavru büyütürken, bir çiftte yumurtaya yatabilir. Yuva önleri sayesinde ise kuşlarımızı yuva içersine kapatıp, burada eşleştirerek, yemini ve suyunu burada vererek doğacak yavruların istediğimiz çiftlere ait olduğundan emin olabiliriz. Ayrıca yuva önlerine takacağımız mamalıklara yem koyarak, hem yavruya bakan çiftlere yardımcı olabiliriz, hem de yavruların ebeveyinlerine bakarak çabucak yem yemeyi öğrenmelerini sağlarız. Yuva altı ızgaraları ise kuşlarımızın dışkılarıyla temasını kestiği için yemin dışkı ile bulaşması sonucu oluşabilecek olan enfeksiyonların önlenmesinde rol oynayan çok önemli faktörlerden biridir. Ayrıca haftada bir kez bu ızgaraları kaldırmak suretiyle yuvalıkları kolayca temizleyebiliriz.
Kümeslerimizin tabanlarını günlük olarak temizlemiyorsak yere koyacağımız taban ızgaraları sayesinde kuşlarımızın dışkıları ile temasını keseriz. Kuşlar yerdeki dışkılara basmadığı için, bu dışkılar daha kısa sürede kuruyup, temizlik aşamasında ise daha kolay temizlenebilecektir. Kümeslerde kuşlarımızın suluklarını yerden takriben 50cm yükseklikteki sehpaların üstüne yerleştirirsek, içeride uçuşan tozların sulukları kirletmesini belli oranda önlemiş oluruz. Kuşlarımızın mutlaka hergün sularını değiştirip tazeleyelim. Böylece uzun süre suluklarda bayat su kalmayacağından suyun bakteri üretmesini de belli oranda önlemiş oluruz. Günlük verdiğimiz suyu direk çeşme suyu yerine, içersine bir miktar su dezenfektasyonu ilave ederek verirsek, sudan geçmesi muhtemel olan bazı enfeksiyonları önlemiş oluruz. Ayrıca kuşlarımıza yemlerini mutlaka temizlenip dezenfekte edilmiş bir zeminde veya yemliklerde vermeliyiz. Sanırım hiç kimse tuvalette yemeğini yemek istemez. Öyleyse bizlerde kuşlarımıza yemlerini özenle hazırlanmış yemliklerinde sunalım.Alacağımız bu basit tedbirlerle kuşlarımızın sağlıklı kalmalarını sağlamış oluruz.
2. Temizlik ve Hijyen
Temizlik ve hijyenik koşullar hastalıkların kolayca yayılmasını önleyeceğinden, mutlaka uygulanması gereken önemli tedbirlerdir.
Haftalık yapacağımız kümes temizliği, yerleri, yuvaları, yumurtalıkları, tünekleri ve kümeste kullanılan her türlü ekipmanı kapsamalıdır. Kümes temizliği birkaç aşamalıdır. Birinci aşamada kümesteki her yer ve ekipmanlar (yemlik, suluk vs) temizlenmelidir. Bu periyotta mümkünse elektrik süpürgesi ile kümesteki her yerin küçük tozları alınır. İkinci periyotta ise bir kova içersine konulan bir miktar dezenfektasyon ilacı karıştırılmış ılık su ile bütün yüzeyler silinmek suretiyle, mikropların barınmasına uygun ortam yaratabilecek olan tozlar silinip temizlenir. Son olarak ta dezenfektasyon pompası ile püskürmek suretiyle kümesteki el girmeyen yerlerde dahil olmak üzere her yer dezenfekte edilir. Bu işleme alternatif olarak pürmüz ile yakmayı da deneyebilirsiniz.
Unutmamak gerekir ki yakma metodu da mikropların imha edilmesinde çok etkilidir. Ancak çok dikkatli olunmasını tavsiye ederim. Zira yangın çıkarabilirsiniz veya kendinize zarar verebilirsiniz.
Haftalık yapacağımız kümes temizliği, yerleri, yuvaları, yumurtalıkları, tünekleri ve kümeste kullanılan her türlü ekipmanı kapsamalıdır. Kümes temizliği birkaç aşamalıdır. Birinci aşamada kümesteki her yer ve ekipmanlar (yemlik, suluk vs) temizlenmelidir. Bu periyotta mümkünse elektrik süpürgesi ile kümesteki her yerin küçük tozları alınır. İkinci periyotta ise bir kova içersine konulan bir miktar dezenfektasyon ilacı karıştırılmış ılık su ile bütün yüzeyler silinmek suretiyle, mikropların barınmasına uygun ortam yaratabilecek olan tozlar silinip temizlenir. Son olarak ta dezenfektasyon pompası ile püskürmek suretiyle kümesteki el girmeyen yerlerde dahil olmak üzere her yer dezenfekte edilir. Bu işleme alternatif olarak pürmüz ile yakmayı da deneyebilirsiniz.
Unutmamak gerekir ki yakma metodu da mikropların imha edilmesinde çok etkilidir. Ancak çok dikkatli olunmasını tavsiye ederim. Zira yangın çıkarabilirsiniz veya kendinize zarar verebilirsiniz.
3. Sağlıklı Damızlık
Damızlık seçimimizi yaparken, kuşun gözle görülebilen ve aranılan vasıfları dışında, sağlık barometrelerinin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Zira sağlıklı yavrular ancak sağlıklı damızlıklardan gelir. Dikkat edilecek olursa doğada sadece en sağlıklı ve en güçlü hayvanlar hayatta kalır ve onlar sürünün damızlığını oluşturur. Bizlerde tabiata fazla aykırı davranmamalıyız. Çok çabuk hastalanan bir damızlık kuşun yavruları da aynı olacaktır. Fakat sağlıklı, her türlü koşullarda hayatta kalmayı başarabilen ve hastalıklara karşı ilaç kullanmaksızın direnç gösterebilen bir damızlık, daima dayanıklı bir soyun atası olacaktır. Bilemiyorum bizler belki de posta güvercini yetiştiricisi olduğumuz için ve bu kuşlar sportif amaçlı yetiştirildiklerinden bu konuda çok hassasiyet gösterebiliriz. Ancak başka ırkları da yetiştirmiş olsaydım, aynı düşüncelerle hareket ederdim.
4. Finansman
Kuş bakımı sanıldığı kadar çok basit ve ucuz olmayıp, mutlaka belli oranda finansmana ihtiyaç duyulmaktadır. Bunları belirtmemdeki neden şayet yeni bir arkadaşımız bu hobiye merak salarsa, kendini nelerin beklediğini bilmesi içindir. Bu harcamaları kısaca özetlemek gerekirse; başlangıçta kuş edinebilmek için bir miktar harcama yapılır. Daha sonra kuşun olağan harcamaları vardır.Yem, ilaç, aşı, vitamin, yem katkıları vs. gibi. Form ve Performans ırklarını besleyen arkadaşların harcamaları aşağı yukarı bunlarla biterken, Posta güvercinleri ile uğraşanları daha farklı harcamalar da beklemektedir. Örneğin yarışları tertipleyen organizatörlere yaptıkları harcamalardan dolayı ödenen kuş başı ücret, ayrıca kuşları yarışlara hazırlamak için kişisel arabalarınızla veya yarış arabasıyla yaptıracağınız antrenmanlara harcanan paralar vs. Yaklaşık 80 –100 adet posta güvercini besleyip yarıştıran bir kümesin senelik harcamaları ortalama 1000 $ civarındadır.Bu bakımdan posta güvercini ile profesyonel anlamda uğraşmayı düşünen yeni arkadaşların işin bu yönünü de göz önünde bulundurmalarını tavsiye ederim.
5. Zaman
Hangi ırkları yetiştiriyorsanız yetiştirin, mutlaka bakımı için belirli bir zamana ihtiyaç vardır. Bu zaman diliminde eğer hava müsaitse kuşlarımızı mutlaka dışarı çıkarıp havalandırmalıyız. Bütün günü kümeslerde kapalı olarak geçiren kuşların bu özgürlüğe herşeyden fazla ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Şayet posta güvercini yetiştiricisi ve yarışçısı iseniz size günde en az iki saat gerekiyor demektir. Sabahları 1 saat, akşamları da bir saat olmak üzere günde iki saat uçurtmak gerekiyor. Başka türlü bu GÖKYÜZÜ SAVAŞÇILARINI formda tutamazsınız.
6. Sportmenlik
Her türlü yarış müsabakalarında olduğu gibi güvercin sporunda da yetiştiricinin diğer yetiştiricilere karşı sportmence davranması gerektiğine inanıyorum.Yetiştirici herşeyden önce başkalarının haklarına saygı gösteren, bilgi birikimini paylaşan, dürüst, birlikte aynı hobiyi paylaşan kişilerinde hobilerini yapmalarına imkan tanıyan, başkalarına ait kuşları yakaladığında, mümkünse sahibine iade etmeyi prensip edinmiş ve elindeki ile yetinmeyi bilen bir yapıya sahip olmalıdır. Bunun gerçekleştirilebilmesi içinde mutlaka her yetiştirdiğimiz kuşumuza yıl ve isim markası takılmalıdır. Kuş alımlarında kuş sahibi, sattığı kuşla beraber kuşun markasının karşılığı olan kartını veya pedigresini vererek bir anlamda alıcıya kuşun nüfus kağıdına sahip olma imkanı tanımış olur. Sanırım bu tarzda uygulamalar ile hepimizin korkulu rüyası olan güvercin HIRSIZLIĞININDA önüne belirli oranda geçmiş oluruz. Güvercin yetiştirmenin bir AMAÇ değil, bizleri birbirleriyle tanıştıran ve kaynaştıran bir ARAÇ olduğu düşüncesinin, hepimizin bu olaya bakış açısını değiştireceğini tahmin ediyorum. Ayrıca hasta kuşunu bir başka yetiştiriciye satmanın da gittiği yerde doğuracağı sonuçlar açısından son derece sportmenlik dışı bir davranış biçimi olduğunu ifade etmeliyim. Şayet kümesimizde herhangi bir hastalık varsa, bunu çevremizdeki kümeslerin sahiplerine bildirip tedbir almalarını sağlamakta herşeyden önce bir insanlık ve sportmenlik görevidir.
Etiketler:
Bakım
Sağlıklı bir yaşam için gerekli olan koşullar kısaca hijyenik koşullar olarak ifade edilir. Bir canlının yaşamını devam ettirebilmesi ve verimli olması için bazı özel koşullara gerek vardır. Bunlar ısı, rutubet, havalandırma, ışık, yem, su, yerleşim sıklığı, çevrede bulunan çeşitli mikroorganizmalar ve miktarları önemli çevresel faktörlerdir. Söz konusu olan bu faktörler hayvanın ihtiyaçlarına uygun şekilde sağlanmaz ise yada değişkenlikler gösterirse sağlık durumu bozulur. İlk olarak büyüme, gelişme gerilikleri, verimsizlikler gözlenir. Söz konusu canlılar daha kolay hasta olma eğilimi gösterir.
Sağlık koruma amaçlı temizlik kurallarının bilinmesi üretimde ve sorun yaşamama da çok önemlidir. Söz konusu kurallar ile çevrede bulunan hastalık yapan yada üretime darbe vuran mikroorganizmaların (virüs, bakteri, mycoplasma, küf, mantar, parazit) ve çeşitli toksit maddelerin çoğalmalarının önlenmesi, onların zayıflatılmaları veya tümden yok edilmeleri amaçlanır.
Kümeslerde, yem kaplarında, suluklarda, yuvalıklarda, tüneklerde ve çevrelerinde periyodik olarak temizlik yapılmalıdır. Yapılan temizlik işleminden sonra belirli aralıklarla dezenfeksiyon uygulamaları yapılmalıdır.
Temizlik uygulamasını 3 ana başlık altında toplayabiliriz:
1- Mekanik Temizlik
2- Dezenfeksiyon
3- Sterilizasyon
Mekanik olarak yapılan temizlik tüm kaba kirlerin gübre ve benzeri maddelerin kazınması, toplanıp süpürülmesi işlemleri ile başlatılır. Sonra su ile yıkama ve artık maddelerin yüzeyden sökülüp atılması işlemi yapılır. Son yıkama suyuna deterjan veya sabun katılması yağlı kirlerin sökülmesine yardımcı olur.
Kaba temizliği yapılan ve yıkanan bir yüzey temiz görünümlüdür. Fakat bu yüzey üzerinde pek çok bakteri, küf ve benzeri maddelerin bulunabileceği unutulmamalıdır.
Temizleme işleminin ikinci aşamasında yüzeylerde bulunan mikroorganizmaların öldürülme işlemleri yapılır. Bir ortamdaki virüs, bakteri, mantar ve benzeri mikroorganizmaların sayıca azaltılıp zarar vermeyecek düzeye indirilmesine dezenfeksiyon tüm olarak öldürülüp yok edilmelerine ise sterilizasyon denir.
Kümeslerde dezenfeksiyon işlemlerinin iyi ve periyodik bir şekilde yapılması yeterlidir. Kümesleri yaparken kolayca temizlenecek şekilde yapılmasına özen gösterilmelidir. Kümes tabanında su birikmemelidir. Tahta ve toprak zeminli kümeslerin dezenfekte edilmesi çok zor veya imkansızdır. Suluk, yemlik ve yuvalıkların temizliklerine özen gösterilmelidir.
Sağlık koruma amaçlı temizlik kurallarının bilinmesi üretimde ve sorun yaşamama da çok önemlidir. Söz konusu kurallar ile çevrede bulunan hastalık yapan yada üretime darbe vuran mikroorganizmaların (virüs, bakteri, mycoplasma, küf, mantar, parazit) ve çeşitli toksit maddelerin çoğalmalarının önlenmesi, onların zayıflatılmaları veya tümden yok edilmeleri amaçlanır.
Kümeslerde, yem kaplarında, suluklarda, yuvalıklarda, tüneklerde ve çevrelerinde periyodik olarak temizlik yapılmalıdır. Yapılan temizlik işleminden sonra belirli aralıklarla dezenfeksiyon uygulamaları yapılmalıdır.
Temizlik uygulamasını 3 ana başlık altında toplayabiliriz:
1- Mekanik Temizlik
2- Dezenfeksiyon
3- Sterilizasyon
Mekanik olarak yapılan temizlik tüm kaba kirlerin gübre ve benzeri maddelerin kazınması, toplanıp süpürülmesi işlemleri ile başlatılır. Sonra su ile yıkama ve artık maddelerin yüzeyden sökülüp atılması işlemi yapılır. Son yıkama suyuna deterjan veya sabun katılması yağlı kirlerin sökülmesine yardımcı olur.
Kaba temizliği yapılan ve yıkanan bir yüzey temiz görünümlüdür. Fakat bu yüzey üzerinde pek çok bakteri, küf ve benzeri maddelerin bulunabileceği unutulmamalıdır.
Temizleme işleminin ikinci aşamasında yüzeylerde bulunan mikroorganizmaların öldürülme işlemleri yapılır. Bir ortamdaki virüs, bakteri, mantar ve benzeri mikroorganizmaların sayıca azaltılıp zarar vermeyecek düzeye indirilmesine dezenfeksiyon tüm olarak öldürülüp yok edilmelerine ise sterilizasyon denir.
Kümeslerde dezenfeksiyon işlemlerinin iyi ve periyodik bir şekilde yapılması yeterlidir. Kümesleri yaparken kolayca temizlenecek şekilde yapılmasına özen gösterilmelidir. Kümes tabanında su birikmemelidir. Tahta ve toprak zeminli kümeslerin dezenfekte edilmesi çok zor veya imkansızdır. Suluk, yemlik ve yuvalıkların temizliklerine özen gösterilmelidir.
SAĞLIK ve HASTALIK
Canlı bir organizmanın yaşamı çeşitli sistemlerin düzenli ve uyumlu çalışması sonucunda devam eder. Fizyolojik sınırları içerisinde canlının tüm sistemlerinin düzenli ve uyumlu olmasına sağlık denir. Bu uyumu bozan yada etkileyen bir sebebin canlı vücuduna girmesi sonucu oluşan duruma da hastalık denir. Hastalık durumunun ortaya çıkması için en az bir etkenin canlıyı mutlaka etkilemesi gereklidir.
HASTALIK ETKENLERİ
A- DIŞ ETKENLER
1- Fiziksel etkenler (çeşitli ışınlar, ısı, elektirik vb.)
2- Kimyasal etkenler (gazlar, zehirler, beslenme vb.)
3- Mekanik etkenler (vurma, çarpma, boğulma vb.)
4- Biyolojik etkenler
a) Virüs
b) Bakteri
c) Mantar
d) Protozoon
e) Parazit (iç parazit, dış parazit)
2- Kimyasal etkenler (gazlar, zehirler, beslenme vb.)
3- Mekanik etkenler (vurma, çarpma, boğulma vb.)
4- Biyolojik etkenler
a) Virüs
b) Bakteri
c) Mantar
d) Protozoon
e) Parazit (iç parazit, dış parazit)
B- İÇ ETKENLER
1- Hormonal
2- Metabolik
3- Genetik
Bunların dışında canlının bireysel duyarlılığı, bağışıklığı önemli rol oynar.
Hastalık canlının:
- Türüne
- Irkına
- Yaşına
- Cinsiyetine
- Bağışıklığına
- Çevresel etkilere bağlı olarak ta değişir.
2- Metabolik
3- Genetik
Bunların dışında canlının bireysel duyarlılığı, bağışıklığı önemli rol oynar.
Hastalık canlının:
- Türüne
- Irkına
- Yaşına
- Cinsiyetine
- Bağışıklığına
- Çevresel etkilere bağlı olarak ta değişir.
C- ÇEVRESEL ETKİLER
1- İklim
2- Yerleşim
3- Barınak
4- Stres
5- İnsan
2- Yerleşim
3- Barınak
4- Stres
5- İnsan
HASTALIKLARIN BULAŞMASI VE YAYILMASI
Mikroorganizmaların vücuda giriş yolları:
a) Sindirim sistemi yoluyla
b) Solunum sistemi yoluyla
c) Üreme sistemi yoluyla
d) Deri yoluyla
e) Göz-kulak yoluyla
f) Dolaşım sistemi yoluyla
g) Yumurta yoluyla
b) Solunum sistemi yoluyla
c) Üreme sistemi yoluyla
d) Deri yoluyla
e) Göz-kulak yoluyla
f) Dolaşım sistemi yoluyla
g) Yumurta yoluyla
Mikroorganizmaların vücuttan çıkış yolları:
a) Deri yoluyla
b) Sindirim sistemi yoluyla
c) Solunum sistemi yoluyla
d) Üreme sistemi yoluyla
e) Salgılar yoluyla atılan bu hastalık etkenleri canlı ve cansız aracılarla veya insanlarla diğer canlılara bulaştırılır.
b) Sindirim sistemi yoluyla
c) Solunum sistemi yoluyla
d) Üreme sistemi yoluyla
e) Salgılar yoluyla atılan bu hastalık etkenleri canlı ve cansız aracılarla veya insanlarla diğer canlılara bulaştırılır.
Bu etkenlerin taşınma ve bulaşma yolları:
- Kümes ekipmanları (yemlik, suluk, yuvalık vb.)
- Sinek, böcek, kemiriciler, keneler vb.
- İnsan
- Yem, su, gübre
- Tüyler
- Yabancı kuşlar
- Rüzgar
- Nakiller ile diğer canlıya taşınır bulaştırılır ve enfekte edilir.
- Sinek, böcek, kemiriciler, keneler vb.
- İnsan
- Yem, su, gübre
- Tüyler
- Yabancı kuşlar
- Rüzgar
- Nakiller ile diğer canlıya taşınır bulaştırılır ve enfekte edilir.
GENEL KORUNMA ÖNLEMLERİ
1- Hastalıklı ve diğer kümeslerle temas kesilmelidir.
2- Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanlar acilen ayrılmalı mümkünse imha edilmelidir.
3- Kümese giriş çıkışlar kontrol edilmeli, yabancı kişiler ve kuşlar sokulmamalı, bilinmeyen yem verilmemelidir.
4- Çevrede hastalık görüldü ise kümes dezenfekte edilmeli dışarıdan insan-hayvan giriş çıkışları kontrol altına alınmalıdır.
5- Karantina tedbirleri uygulanmalı ve hastalık etkenleri uzak tutulmalıdır.
6- Mümkünse genç ve yaşlı hayvanlar ayrılmalıdır.
7- Kümeste havalandırma, ışık, rutubet, yemlik, yuvalık ve m2’ye düşen hayvan sayısı ayarlanmalıdır.
8- Hayvanların hastalıklara karşı dirençli bulundurulmaları (aşılama) gerekir.
9- Hayvanlara ihtiyacı olan yem karmaları verilmeli, kesinlikle aç-susuz bırakılmamalıdır.
10- Bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılmalı, hasta hayvanlar ayrılmalı ve başka bir yerde tedavi edilmelidir. Ancak bazı hayvanlar kendileri iyileşse bile hastalığı taşımaya ve yaymaya devam ederler. Böyle hayvanlara taşıyıcı yada portör denir. O yüzden tedavi her zaman geçerli ve ekonomik değildir.
Unutmayınız ki hasta hayvanlara karşı bilinçsiz kullandığınız ilaçlar yarardan çok zarar getirmektedir. Bugün bir çok mikroorganizma çoğu ilaca direnç kazanmıştır. Sağlığı koruma tedavi etmekten daha kolay ve ucuzdur. Örneğin dişlerimizi her gün fırçalayarak diş fırçası ve macunu maliyetine katlanıyoruz eğer bu düşük maliyet ve cüzi zahmetten kaçınırsak tedavi etmek için çok daha fazla acı, zahmet, masraf ve zaman kaybıyla karşılaşırız. Ve asla dişleriniz eskisi gibi olmayacaktır. Aynen öyle güvercin yetiştiriciliğinde de koruyucu bakım ve programları ihmal edilmemelidir.
2- Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanlar acilen ayrılmalı mümkünse imha edilmelidir.
3- Kümese giriş çıkışlar kontrol edilmeli, yabancı kişiler ve kuşlar sokulmamalı, bilinmeyen yem verilmemelidir.
4- Çevrede hastalık görüldü ise kümes dezenfekte edilmeli dışarıdan insan-hayvan giriş çıkışları kontrol altına alınmalıdır.
5- Karantina tedbirleri uygulanmalı ve hastalık etkenleri uzak tutulmalıdır.
6- Mümkünse genç ve yaşlı hayvanlar ayrılmalıdır.
7- Kümeste havalandırma, ışık, rutubet, yemlik, yuvalık ve m2’ye düşen hayvan sayısı ayarlanmalıdır.
8- Hayvanların hastalıklara karşı dirençli bulundurulmaları (aşılama) gerekir.
9- Hayvanlara ihtiyacı olan yem karmaları verilmeli, kesinlikle aç-susuz bırakılmamalıdır.
10- Bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılmalı, hasta hayvanlar ayrılmalı ve başka bir yerde tedavi edilmelidir. Ancak bazı hayvanlar kendileri iyileşse bile hastalığı taşımaya ve yaymaya devam ederler. Böyle hayvanlara taşıyıcı yada portör denir. O yüzden tedavi her zaman geçerli ve ekonomik değildir.
Unutmayınız ki hasta hayvanlara karşı bilinçsiz kullandığınız ilaçlar yarardan çok zarar getirmektedir. Bugün bir çok mikroorganizma çoğu ilaca direnç kazanmıştır. Sağlığı koruma tedavi etmekten daha kolay ve ucuzdur. Örneğin dişlerimizi her gün fırçalayarak diş fırçası ve macunu maliyetine katlanıyoruz eğer bu düşük maliyet ve cüzi zahmetten kaçınırsak tedavi etmek için çok daha fazla acı, zahmet, masraf ve zaman kaybıyla karşılaşırız. Ve asla dişleriniz eskisi gibi olmayacaktır. Aynen öyle güvercin yetiştiriciliğinde de koruyucu bakım ve programları ihmal edilmemelidir.
Etiketler:
Bakım
Güvercin Bakımı
Güvercin bakımı, özen isteyen ve kuralları olan, güvercin meraklılarının titizlikle uyduğu bir işlemdir. Güvercin bakmak isteyen kişiler buna uygun kümesler hazırlamalıdır. Kümeslerin temizliğine, hijyenine dikkat etmelidir. Bunun için yeteri kadar maddi olanağa sahip olunmalı, sağlıklı damızlıklar bakılmalıdır. Ayrıca güvercin bakımı için zaman kavramı ve sportmenlik çok önemlidir. Çünkü güvercin meraklıları sahip oldukları güvercinlerle övünür, bazen aralarında yarışmalar düzenler. Bu tür kurallara uyulduğu takdirde, güvercin bakımında sorun çıkmaz.
Güvercin bakımında kümes nasıl hazırlanmalı?
Güvercin kümesleri onların rahat edeceği, tüm sağlık koşullarının sağlandığı ve güvercinlerin barınma ihtiyacını karşılayacak özellikte olmalıdır. Genel olarak kümesler bahçe kümesi, teras kümesi ve tavan arası kümesi olarak sınıflandırılır. Kümeslerin önü ılık rüzgarların estiği yere, sabah güneşini alabilecek konumda, ayrıca bütün gün güneş ışığından faydalanacağı şekilde ayarlanmalıdır. Bu koşulların sağlanması için kümesin yönü doğuya ya da güneydoğuya çevrilmelidir. Sabahları kümesin güneş alması sıcaklığı ayarlayacaktır. Kümeslerin içi güvercinlerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmelidir.
Terasa ve bahçeye kurulan kümesler yerden 45 cm yukarıda olursa, alttaki sirkülasyon tam olarak sağlanır, aynı zamanda kümes tabanının kuru kalması da sağlanır. Güvercin bakımında en önemli konulardan biri kümesin içinin kuru kalmasıdır. Bu yüzden güvercinlerin etkilenmesine engel olacak şekilde, elektrikli havalandırma tertibatı hazırlanmalıdır. Bu şekilde bir tertibat yapılamazsa, kümesin önüne açılan havalandırma delikleri kullanılabilir. Eğer kümesin tavanına açılan delikler olursa da, bunlarda dışkı yüzünden oluşan kokuyu engeller.
Güvercin kümesinde bulunan yuvalar belli ölçülerde olmalıdır. Temizlikte sorun çıkmaması için bu önemlidir. Yani yuvada bir çift güvercin barınmalı, temizlik kolay yapılmalı, altı ızgaralı olmalı ve içine iki yumurtalık yerleştirilebilmelidir.
Aynı zamanda yuvanın önü kapatılabilecek kadar geni olmalıdır. En uygun yuva boyları 40X60X40 ile 40X70X40 ölçülerinde olur. Yuvalardaki çiftlerden bir yumurtalığa yattığında, diğerinde de öbür çift yavrularını büyütür. Yuvanın önüne de mamalık takılmalıdır. Böylece yavru bakımı daha kolay olur. Yuva altındaki ızgaralar da unutulmamalıdır. Böylece yemler dışkıyla kirlenmez, yuvalık daha rahat temizlenir ve enfeksiyonlardan güvercinlerin korunması sağlanır. Suluklarda yerden en az 50 cm yükseklikte olmalıdır. Bu sayede güvercinlerin suyu tozdan fazla etkilenmez. Güvercinlerin sudan geçen enfeksiyonlardan korunması içinde, suyun içine dezenfektasyon konulmalıdır. Yemliklerde devamlı temiz olmalıdır.
Güvercin bakımında temizlik ve hijyen önemlidir
Temiz ve hijyen kafeslerde güvercin bakmak, özellikle hastalıkların önlenmesinde, güvercinlerin sağlıklı olmasında önemlidir. Kümeste yerler, yuvalar, tünekler ve tüm ekipmanlar temiz olmalıdır. Yerdeki tozlar düzenli temizlenmelidir. Elin girmediği alanlara dezenfektan püskürtülmelidir. Zeminde aynı şekilde temizlenmelidir.
Güvercin bakmayı düşünenlere öneriler
Güvercin bakımında damızlık seçimine dikkat edilirse, sağlıklı yavrular alınır. Yavruların hayatta kalması sağlanır. Eğer güvercin bakmayı düşünüyorsanız, maddi olarak ta kendinizi hazırlamalısınız. Sadece güvercinleri almakla harcamalarınızı bitmez. Güvercin ilaçları, aşıları, yemleri, yem katkıları gibi ihtiyaçlarınızda olacak. Özellikle bazı ırklarda masraflarınız oldukça fazla olabilir. Eğer bu işi profesyonel olarak yapmayı düşünüyorsanız, kendinize detaylı bir plan yapmalısınız. Bunun için yeterince zaman ayırabilecek durumda olmalısınız. Güvercinleri belirli zamanlarda dışarı çıkarmalı ve uçurmalısınız.
Etiketler:
Bakım
ÇİÇEK (POX)
Güvercin ırklarında sıklıkla görülen viral bir hastalıktır. Çiçek hastalığı, her yaşta ve her cinste güvercinde görülen, irinli kabarcıklar dökerek özellikle gaga ve baş bölgesinde siğil görünümüme benzer yapılar oluşmasını sağlayan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalıktır. Variola da denir.
Virüs kökenli bir hastalık olduğu için tedavisinde kesinlikle antibiyotik kullanılmaz. Direk virüse etkili ilaç yoktur. Güvercin kendi savunma mekanizmasıyla virüse karşı koyacaktır. Çiçeğin etkeni Poxvirus grubundan bir virüstür (Çiçek virüsü); hastalık yaralarının içinde bulunur. Virüs kuşların birbirine teması ile kuştan kuşa bulaşabilir. Yine bu virüsün hızlı bir şekilde yayılmasına sebep olan başka bir etmende sineklerdir. Özellikle yaz aylarında görülen ve halk arasında at sineği de denilen sinek türü literatürdeki ismi ile “Hippobosca equina” bu hastalığın yayılmasına çok büyük etki eder. Yine yetiştiricilerin dikkatsizliğinden kaynaklanan sebeplerden de hastalık yayılma gösterir. Çiçek olmuş bir güvercine dokunduktan sonra mutlaka eller etkili bir dezenfektan ile yıkanmalıdır.
Yukarıda da belirtiğim üzere bu hastalığın etkin bir tedavisi yoktur. Çiçek hastalığı özellikle bağışıklık sistemi gelişmemiş yavrularda çok yaygın bir biçimde görülür. Yavruların gaga ve baş çevresinde, ayaklarında ve popo çevresinde sürekli olarak siğil benzeri yapılar ortaya çıkar. Bu durumdaki bir güvercin gerçekten çok kötü bir görüntüye sahiptir. Kuşlara bu hastalığın bulaşmaması için mutlaka Pox Aşısı yapılmalıdır ki bu aşı kuşu ömrünün sonuna kadar pox virüsüne karşı koruyacaktır.
Kümeste bu hastalığın görülmesi halinde yapılacak ilk iş tespit edilen hasta kuşlar direk olarak ayrılarak karantina altına alınmalıdır. Çiçek (pox) hastalığına yakalan bir kuş hastalığı atlatması halinde ömrünün sonuna kadar bir kez daha bu hastalığa yakalanmayacaktır. Hasta kuş diğer kuşlardan uzak bir alanda karantinaya alındıktan sonra içme suyuna Vücudu desteklemek için iyi kaliteli, ağız, yutak, yemek borusunda hasarı artırmayacak yemler seçilir. Arpa gibi kılçıklı tahıllar verilmez. Vitamin, mineral ve probiyotik verilir. Özelikle A vitamini verilmesi yararlıdır.
Hastalığın tedavisinde gerekli vitamin desteği ile birlikte çiçek görülen bölgelere iyot içerikli ürünler sürülmelidir. Kabuklar pensle uygun şekilde kanatmadan az hasarla uzaklaştırılır ve lezyonlu bölgelere veteriner hekimlerin önereceği uygun iyotlu antiseptikler uygulanır. Çiçek lezyonlarının üzerine halk arasında gök taşı ve bordo bulamacı olarak da bilinen Bakır sülfat çözeltisi kulak temizleme çubuğu ile sürülür. Bir diğer etki tedavi seçeneğinde “Potasyum Permanganat” çözeltisinin yine kulak temizleme çubuğu ile lezyonların üzerine sürülmesidir.
Potasyum Permanganat etli bir antiseptik olup bir çok alanda kullanılmaktadır. Zirai ilaç satan işletmelerden temin edilebilir.
Potasyum Permanganat Kullanım Alanları
- Akrep sokmasında
- Böcek ısırmasında ve böcek sokmalarında
- Cilt antisepsisi oluştuğunda
- Ciltte mantar enfeksiyonu oluştuğunda
- Dermatit belirtilerde
- Cilde dezenfeksiyon amacıyla
- Egzema belirtilerinin giderilmesinde
- Yara bakımında
- Yılan sokmasında
- Akvaryumları ve havuzları berraklaştırması için
- Tarım da
- Salyangozları ve parazitleri öldürerek oluşan bitkilerin dezenfekte edilmesi için
- Fotoğrafçılık sektöründe ağartma banyosunda
- Boya sanayinde.
Etiketler:
çiçek (pox)
Ornithosis, chlamydia bakterisinin neden olduğu enfeksiyonlu bir hastalık olup kuşlardan insana geçebilir.
Ornithosis özellikle Mayıs-haziran ve Ekim-Aralık dönemlerinde sıklıka görülür.
Hastalık sadece genç kuşlarda önemli miktarda kayıplara neden olur.
Eğer yetişkin kuşlar enfeksiyon kaparlarsa, sadece çok küçük belirtiler dışında genellikle hiç bir belirti göstermezler.
Chlamydia, dışkı, göz yaşı, gaga, ağız salgıları ve gagada öğütülmüş yem yoluyla vücuttan dışarı atılır.
Gözle görülür bir şekilde ornithosis'e yakalanmış ve hastalığı taşıyan kuşlar pathogen(Chlamydia'nın taşıyıcı mikro-organizması)'ı dışarı atabilirler.
Pathogen bulaşmış tozları soluyarak, enfeksiyon kapmış yemleri veya suları sindirerek ya da genç ve yavrularla oynaşarak ve besleyerek güvercinler bu hastalığı kapabilirler.
Hastalık kendini vücuttaki genel zayıflama ve kötüleşme ile gösterir.
Kuşu çevresine karşı duyarsız olup, yem yemede azalma, su içişinde artma, hareketlerinde ağırlaşma görülür.
Bazı kuşlarda conjunctivitis (göz kapaklarının birbirine yapışması) gözlemlenir.
Güvercin parlak ışığa karşı hassaslık gösterir ve gözlerini kapatır.
Göz kapaklarındaki iltihaplanma göz yaşı kanallarının daralmasına neden olur ve göz yaşı bezlerinin ürettiği sıvının miktarı artar.
Gözyaşı salgısı etkin bir şekilde gözyaşı kanallarından dışarı akamadığı için, salgı göz kapakları tarafından üretilir.
İlk zamanlar gözyaşı sıvısı tahliyesi sulu çıkar ve ardından sümüksü bir yapıya döner, göz kapakları birbirine yapışır ve biriken sıvı ile kabarır.
Eğer iltihaplanma uzun süre devam ederse, gözün saydam tabakası(kornea) bulanıklığı ortaya çıkar buda körlüğe neden olur.
İlk vaka ortaya çıktığında, belli bir süre sonra aynı ortamdaki güvercinlerde de aynı conjunctiva (göz yuvarını kaplayan, göz kapağının alt yüzünü
kaplayan, saydam, sıvı salgılayan mukoza zarı) iltihaplanması görülür.
Aynı ortamda bulunan güvercinlerin ancak bir kaçı aynı anda bu enfeksiyonu kapabilir.
Kümesteki bütün güvercinlerin enfeksiyonu kapması için 3 veya 4 hafta geçmesi lazım.
Hastalık üst solunum yollarınıda yayılabilir.
Nezle ortaya çıkar, burun deliklerinden süt kıvamında sarı bir sıvı akar ardından kurur ve burun deliklerini tıkar.
Güvercin yarı açık gagası ile soluk almak zorunda kalır.
İltihaplanma, güvercinin kaşımaya çalıştığı, ağrıya ve kaşınmaya neden olur.
Güvercin, burun deliklerini temizlemek için hapşırmaya, kafasını sallamaya ve gagasını sağa sola sürtmeye başlar.
ornithosis kesin tedavisi çok önemlidir çünkü; bu enfeksiyonun insanlara geçme tehlikesi vardır.
Kronik ornithosis'in bulunduğu ortamdaki güvercinlerin tüm yavruları risk altındadır(yavruların %80'i ne kadar olan kısmı ölebilir).
Gizli ornithosis diğer hastalıklarıda davet eder.
Tedavi edilmemiş ornithosis kalıcı tahribatlar bırakır.
Ornithosis özellikle Mayıs-haziran ve Ekim-Aralık dönemlerinde sıklıka görülür.
Hastalık sadece genç kuşlarda önemli miktarda kayıplara neden olur.
Eğer yetişkin kuşlar enfeksiyon kaparlarsa, sadece çok küçük belirtiler dışında genellikle hiç bir belirti göstermezler.
Chlamydia, dışkı, göz yaşı, gaga, ağız salgıları ve gagada öğütülmüş yem yoluyla vücuttan dışarı atılır.
Gözle görülür bir şekilde ornithosis'e yakalanmış ve hastalığı taşıyan kuşlar pathogen(Chlamydia'nın taşıyıcı mikro-organizması)'ı dışarı atabilirler.
Pathogen bulaşmış tozları soluyarak, enfeksiyon kapmış yemleri veya suları sindirerek ya da genç ve yavrularla oynaşarak ve besleyerek güvercinler bu hastalığı kapabilirler.
Hastalık kendini vücuttaki genel zayıflama ve kötüleşme ile gösterir.
Kuşu çevresine karşı duyarsız olup, yem yemede azalma, su içişinde artma, hareketlerinde ağırlaşma görülür.
Bazı kuşlarda conjunctivitis (göz kapaklarının birbirine yapışması) gözlemlenir.
Güvercin parlak ışığa karşı hassaslık gösterir ve gözlerini kapatır.
Göz kapaklarındaki iltihaplanma göz yaşı kanallarının daralmasına neden olur ve göz yaşı bezlerinin ürettiği sıvının miktarı artar.
Gözyaşı salgısı etkin bir şekilde gözyaşı kanallarından dışarı akamadığı için, salgı göz kapakları tarafından üretilir.
İlk zamanlar gözyaşı sıvısı tahliyesi sulu çıkar ve ardından sümüksü bir yapıya döner, göz kapakları birbirine yapışır ve biriken sıvı ile kabarır.
Eğer iltihaplanma uzun süre devam ederse, gözün saydam tabakası(kornea) bulanıklığı ortaya çıkar buda körlüğe neden olur.
İlk vaka ortaya çıktığında, belli bir süre sonra aynı ortamdaki güvercinlerde de aynı conjunctiva (göz yuvarını kaplayan, göz kapağının alt yüzünü
kaplayan, saydam, sıvı salgılayan mukoza zarı) iltihaplanması görülür.
Aynı ortamda bulunan güvercinlerin ancak bir kaçı aynı anda bu enfeksiyonu kapabilir.
Kümesteki bütün güvercinlerin enfeksiyonu kapması için 3 veya 4 hafta geçmesi lazım.
Hastalık üst solunum yollarınıda yayılabilir.
Nezle ortaya çıkar, burun deliklerinden süt kıvamında sarı bir sıvı akar ardından kurur ve burun deliklerini tıkar.
Güvercin yarı açık gagası ile soluk almak zorunda kalır.
İltihaplanma, güvercinin kaşımaya çalıştığı, ağrıya ve kaşınmaya neden olur.
Güvercin, burun deliklerini temizlemek için hapşırmaya, kafasını sallamaya ve gagasını sağa sola sürtmeye başlar.
ornithosis kesin tedavisi çok önemlidir çünkü; bu enfeksiyonun insanlara geçme tehlikesi vardır.
Kronik ornithosis'in bulunduğu ortamdaki güvercinlerin tüm yavruları risk altındadır(yavruların %80'i ne kadar olan kısmı ölebilir).
Gizli ornithosis diğer hastalıklarıda davet eder.
Tedavi edilmemiş ornithosis kalıcı tahribatlar bırakır.
Tavsiye edilen ilaç:
Baytril 10% (ayrıca paratyphoid ve e-coli içinde etkilidir)
Hangi ilacın tedavide kullanılması gerektiği kararı konusunda, bakterisel enjeksiyon ve ilaç duyarlılığı hesaplanması gereken ilk seçenektir.
O yüzden Baytril, bakterisel enfeksiyonlara karşı hemen hemen tüm hastalıklarda etkili olduğu için en iyi seçimdir.
Baytril tek kuş tedavisinde tablet alınmalı, toplu kümes tadavilerinde likid alınmalı.
Tabletler: Tek kuş tedavisinde 14 gün boyunca 1 tablet. Kümes tedavisinde 10 gün boyunca 3,75 lt içme suyuna suyuna 4cc. likid konulmalı.
Likid: Tekli kuş tedavisinde, kuşun boğazına 14 gün boyunca 3 veya 4 damla.
Hangi ilacın tedavide kullanılması gerektiği kararı konusunda, bakterisel enjeksiyon ve ilaç duyarlılığı hesaplanması gereken ilk seçenektir.
O yüzden Baytril, bakterisel enfeksiyonlara karşı hemen hemen tüm hastalıklarda etkili olduğu için en iyi seçimdir.
Baytril tek kuş tedavisinde tablet alınmalı, toplu kümes tadavilerinde likid alınmalı.
Tabletler: Tek kuş tedavisinde 14 gün boyunca 1 tablet. Kümes tedavisinde 10 gün boyunca 3,75 lt içme suyuna suyuna 4cc. likid konulmalı.
Likid: Tekli kuş tedavisinde, kuşun boğazına 14 gün boyunca 3 veya 4 damla.
HEXAMİTİASİS
GENEL BİLGİLER
Güvercinlerde Hexamit columbae adı verilen bir protozonun neden olduğu hastalıktır. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Hexamitiasis hastalığına güvercinlerin yanı sıra tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, keklikler, ördekler ve bazı kuş türlerinde de rastlanmaktadır. Ancak diğer türlerde hastalığa neden olan Hexamit protozonu daha farklıdır. Hastalığın karakteristik özelliği bağırsak iltihabına bağlı olarak gelişen ishal ve özellikle de kanlı ishaldir. Hastalık daha çok yaz aylarında yaygınlık kazanmakta ve özellikle genç kuşlarda daha fazla görülmektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek için salma içi hijyenik koşullara dikkat edilmesi çok önemlidir.
GENEL BİLGİLER
Güvercinlerde Hexamit columbae adı verilen bir protozonun neden olduğu hastalıktır. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Hexamitiasis hastalığına güvercinlerin yanı sıra tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, keklikler, ördekler ve bazı kuş türlerinde de rastlanmaktadır. Ancak diğer türlerde hastalığa neden olan Hexamit protozonu daha farklıdır. Hastalığın karakteristik özelliği bağırsak iltihabına bağlı olarak gelişen ishal ve özellikle de kanlı ishaldir. Hastalık daha çok yaz aylarında yaygınlık kazanmakta ve özellikle genç kuşlarda daha fazla görülmektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek için salma içi hijyenik koşullara dikkat edilmesi çok önemlidir.
BELİRTİLERİ
Hastalık ilk belirtisini kusma ile gösterir. Yenilen yemlerin kusulması hastalığın bir başlangıç belirtisi olmakla birlikte, mutlak değildir. Yani bu hastalığa yakalanan kuşlar mutlaka kusacak diye bir koşul yoktur. Ayrıca bu kusma başka nedenlerle olabilecek kusmalarla karıştırılabilir. Bu nedenle kusmayı takip eden günlerde yapılacak gözlemler önemlidir.
Hasta kuşlarda ilk dikkati çeken özellik dışkılarının sulu ve köpüklü oluşudur. Daha sonraki aşamalarda gelişen bağırsak iltihabına bağlı olarak dışkıda kan gözlenebilir. Dışkının diğer bir özelliği de normalden daha fazla kötü bir kokuya sahip olmasıdır. Hasta kuşların ağız içi incelemesinde ağız içi mükozasında yara saptanabilir.
Hastalığın gelişimine bağlı olarak, kuşlarda kayıtsızlık, bir kenara çekilip tüy kabartma ve düşünme hali ortaya çıkar. Kuşun yeme karşı ilgisi azalır ve hasta kuş daha az yem tüketmeye başlar. Buna karşın su tüketiminde bir artma vardır. Hastalığın tedavisine geç başlanması durumunda kuşlarımızda belirgin bir kilo kaybı gözlenir. Kilo kaybı özellikle genç kuşları fazlasıyla etkiler ve ölümler gelebilir. Ölüm öncesi kuşlarda titreme hali gibi bir durum saptanabilir. Aşırı kilo kaybına uğrayan kuşlarımızın tedavisini yapıp bu hastalığı ortadan kaldırsak bile kilo kaybından kaynaklanan gelişim noksanlığı bu kuşlarımızı kalan ömürleri boyunca etkiler.
Hastalık ilk belirtisini kusma ile gösterir. Yenilen yemlerin kusulması hastalığın bir başlangıç belirtisi olmakla birlikte, mutlak değildir. Yani bu hastalığa yakalanan kuşlar mutlaka kusacak diye bir koşul yoktur. Ayrıca bu kusma başka nedenlerle olabilecek kusmalarla karıştırılabilir. Bu nedenle kusmayı takip eden günlerde yapılacak gözlemler önemlidir.
Hasta kuşlarda ilk dikkati çeken özellik dışkılarının sulu ve köpüklü oluşudur. Daha sonraki aşamalarda gelişen bağırsak iltihabına bağlı olarak dışkıda kan gözlenebilir. Dışkının diğer bir özelliği de normalden daha fazla kötü bir kokuya sahip olmasıdır. Hasta kuşların ağız içi incelemesinde ağız içi mükozasında yara saptanabilir.
Hastalığın gelişimine bağlı olarak, kuşlarda kayıtsızlık, bir kenara çekilip tüy kabartma ve düşünme hali ortaya çıkar. Kuşun yeme karşı ilgisi azalır ve hasta kuş daha az yem tüketmeye başlar. Buna karşın su tüketiminde bir artma vardır. Hastalığın tedavisine geç başlanması durumunda kuşlarımızda belirgin bir kilo kaybı gözlenir. Kilo kaybı özellikle genç kuşları fazlasıyla etkiler ve ölümler gelebilir. Ölüm öncesi kuşlarda titreme hali gibi bir durum saptanabilir. Aşırı kilo kaybına uğrayan kuşlarımızın tedavisini yapıp bu hastalığı ortadan kaldırsak bile kilo kaybından kaynaklanan gelişim noksanlığı bu kuşlarımızı kalan ömürleri boyunca etkiler.
BULAŞMA ŞEKLİ
Hastalık mikrobu, hasta kuşların dışkıları yolu ile yayılır. Dışkıda bol miktarda bulunan mikrop, bir şekilde kuşlarımızın yediği yemlere veya içtiği sulara bulaşabilir. Mikrop bulaşmış yiyeceği yiyen ya da içen kuş mikrobu alır. Mikrop vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 4 – 5 gün kadardır. Yani mikrobun alınmasını takiben 5 gün kadar sonra hastalık belirtileri kendini göstermeye başlar.
Hastalık mikrobu, hasta kuşların dışkıları yolu ile yayılır. Dışkıda bol miktarda bulunan mikrop, bir şekilde kuşlarımızın yediği yemlere veya içtiği sulara bulaşabilir. Mikrop bulaşmış yiyeceği yiyen ya da içen kuş mikrobu alır. Mikrop vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 4 – 5 gün kadardır. Yani mikrobun alınmasını takiben 5 gün kadar sonra hastalık belirtileri kendini göstermeye başlar.
HASTALIĞIN TEŞHİSİ
Hexamitiasis hastalığında hastalık belirtileri diğer güvercin hastalıklarından, Salmonella, E. Coli, Coccidiasis ve PMV1’e benzerlik gösterir. Bu nedenle kesin teşhis önemlidir. Hasta kuşların dışkılarında yapılacak mikroskobik inceleme sonucu hastalığın kesin tanısı yapılabilir.
Hexamitiasis hastalığında hastalık belirtileri diğer güvercin hastalıklarından, Salmonella, E. Coli, Coccidiasis ve PMV1’e benzerlik gösterir. Bu nedenle kesin teşhis önemlidir. Hasta kuşların dışkılarında yapılacak mikroskobik inceleme sonucu hastalığın kesin tanısı yapılabilir.
HASTALIĞIN TEDAVİSİ
İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hexamitiasis tedavisinde, Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan güvercinler için özel üretilmiş ilaçlar yalnız yurt dışında bulunmaktadır. Yurdumuzda bunlardan sadece metronizadol etken maddeli olan bazı ilaçlar beşeri ilaç ( insanların tüketimi için hazırlanan ) olarak bulunmaktadır. Dozaj ve kullanım biçimi ayarlanarak bu ilaçlardan yararlanılabilir. Aşağıda ilk önce yurt dışında bulunan şekilleri tanıtıldıktan sonra ülkemizde bulabileceğimiz türleri hakkında da bilgi verilecektir.
İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hexamitiasis tedavisinde, Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan güvercinler için özel üretilmiş ilaçlar yalnız yurt dışında bulunmaktadır. Yurdumuzda bunlardan sadece metronizadol etken maddeli olan bazı ilaçlar beşeri ilaç ( insanların tüketimi için hazırlanan ) olarak bulunmaktadır. Dozaj ve kullanım biçimi ayarlanarak bu ilaçlardan yararlanılabilir. Aşağıda ilk önce yurt dışında bulunan şekilleri tanıtıldıktan sonra ülkemizde bulabileceğimiz türleri hakkında da bilgi verilecektir.
Bu iki ilaç Ronidazole etken maddesine sahiptir:
RİDZOL-S : Toz şeklinde olan ilaç, Jeeds European firmasının bir üretimidir. %10’luk konsantreye sahip olan ilaç 4.5 litre suya bir çay kaşığı karıştırılarak 7 gün süre ile kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 –60 Dolar’dır.
DACZAL TABLET : Dac Firmasının bir üretimi olan ilaç 5 mg’lık tabletler şeklindedir. Güvercin başına 1 tablet düşecek şekilde 7 gün süre ile verilir. Yurtdışı satış fiyatı 11.95 Dolar’dır.
DACZAL TABLET : Dac Firmasının bir üretimi olan ilaç 5 mg’lık tabletler şeklindedir. Güvercin başına 1 tablet düşecek şekilde 7 gün süre ile verilir. Yurtdışı satış fiyatı 11.95 Dolar’dır.
Bu iki ilaç Metranidazole etken maddesine sahiptir:
FİSHZOLE TABLET : Thomas lab firmasının bir üretimi olan ilaç, tablet başına 250 mg ilaç bulundurmaktadır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Yurtdışı satış fiyatı 15.95 Dolardır.
FLAGYL : Jeeds European firmasının bir üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. 4.5 litre suya bir çay kaşığı kadar karıştırılarak 8 gün kadar kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 – 55 Dolardır.
FLAGYL : Jeeds European firmasının bir üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. 4.5 litre suya bir çay kaşığı kadar karıştırılarak 8 gün kadar kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 – 55 Dolardır.
Bu ilaç, Dimetridazole etken maddesine sahiptir:
HARKANKER SOLUB : Harkanker firmasının üretimi olan ilaç,toz şeklinde olup kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılmaktadır. Bir poşet ilaç 4.5 litre suya karıştırılarak kuşlara 7 gün süresince verilir. Yurtdışı satış fiyatı 12.95 Dolar’dır.
Ülkemizde bu etken maddelere karşılık gelen beşeri ilaçlar :
Ülkemizde yukarda belirtilen 4 etken maddeden sadece Metranidazol içeren beşeri ilaç (insanların tüketimi için hazırlanmış) bulunmaktadır. Bu etken maddeyi taşıyan ilaçlar arasında Metrajil, Flagly ve Nidazol sayılabilir.
METRAJİL : 250 mg’lık tablet şeklindedir. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.
FLAGLY SÜSPANSİYON : 125 mg’lık toz halindedir. Su ile karıştırılıp şurup haline getirildikten sonra, kuşların içme sularına bir litre suya günlük olarak 5 ml karıştırılır. Tedaviye 3 gün süre ile devam edilir.
NİDAZOL : 250 mg’lık tablet şeklinde olanı kullanılmalıdır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.
AVİAN TRİCHOMONİASİS
(Kanatlı Trichomonas Enfeksiyonu-Canker-Pamukçuk)
Tanımı ,Etken, Bulaşma ve Taşınma:
Halk arasında pamuk yada pamukçuk adıylada anılır.
Hastalık nedeni tek hücreli mikroskopik flagellatalı ( kamçılı) bir protozoa olan Trichomonas gallinae’dir.Bir zamanlar güvercin ve kumrularda hastalığa neden olan parazite Trichomonas columbae denilirken bilim cevrelerince tüm kanatlılarda hastalık etkeni T. Gallinae olarak isimlendirilmesi kabul edilmiştir . Hareketli olan bu protozoa mikroskopta rahatça görülür.Dünyanın hemen her yerindeki güvercinlerde yaygın şekilde bulunur.Yüksek üreme yeteneğine sahip olan parazit hayati organlara yayılabilir.Güvercinlerin sindirim sistemi kanallarında , yutak ve kursaklarında bulunabildiği gibi boşaltım sistemlerine de geçebilir.Evcil ve yabani güvercinlerle kumruların büyük çoğunluğunda bu protozoa mevcuttur.( %75-80 dolaylarında )
FLAGLY SÜSPANSİYON : 125 mg’lık toz halindedir. Su ile karıştırılıp şurup haline getirildikten sonra, kuşların içme sularına bir litre suya günlük olarak 5 ml karıştırılır. Tedaviye 3 gün süre ile devam edilir.
NİDAZOL : 250 mg’lık tablet şeklinde olanı kullanılmalıdır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.
AVİAN TRİCHOMONİASİS
(Kanatlı Trichomonas Enfeksiyonu-Canker-Pamukçuk)
Tanımı ,Etken, Bulaşma ve Taşınma:
Halk arasında pamuk yada pamukçuk adıylada anılır.
Hastalık nedeni tek hücreli mikroskopik flagellatalı ( kamçılı) bir protozoa olan Trichomonas gallinae’dir.Bir zamanlar güvercin ve kumrularda hastalığa neden olan parazite Trichomonas columbae denilirken bilim cevrelerince tüm kanatlılarda hastalık etkeni T. Gallinae olarak isimlendirilmesi kabul edilmiştir . Hareketli olan bu protozoa mikroskopta rahatça görülür.Dünyanın hemen her yerindeki güvercinlerde yaygın şekilde bulunur.Yüksek üreme yeteneğine sahip olan parazit hayati organlara yayılabilir.Güvercinlerin sindirim sistemi kanallarında , yutak ve kursaklarında bulunabildiği gibi boşaltım sistemlerine de geçebilir.Evcil ve yabani güvercinlerle kumruların büyük çoğunluğunda bu protozoa mevcuttur.( %75-80 dolaylarında )
Bulaşma :
- Ebeveynlerin çiftleşmeleriyle bulaşma,
- Ebeveynlerin yavruları beslemesi sırasında kursak içeriğiyle ve direk ağız içinden bulaşma,
- Enfekte ebeveynlerin kursak içeriğinin yuvaya oradan da yavruların göbek kordonuna bulaşmasıyla
- Enfekte kuşlarla ve/veya portör direk temas ( nakil , satış yerinde,şov sırasında , barınaklar vb )
- Bulaşık içme sularının içilmesiyle , ağız içi salyaları ile içme suları kontamine olur.
- Dışkı ile çıkarılan etkenlerin yeme bulaşması ve bu yemlerin yenilmesiyle
Yetişkin güvercinler bu protozoa ile enfekte oldukları halde hiçbir belirti göstermeyebilirler(persiste enfekte,portör).Bir nevi güvercin ile protozoa arasında denge hali mevcuttur.Ancak güvercinler hastalandıklarında veya strese maruz kalıp vücut dirençleri düştüğünde trichononadların sayısı artar ve hastalık belirtileri görülebilir.Bu stres faktörlerinden birkaçı bağırsak parazitleri , enfeksiyöz hastalıklar , tüy dökme ( tülek ) dönemleri gibi olumsuz şartlardır.Bu yüzden bu parazite fırsatçı parazitte denir.
- Ebeveynlerin çiftleşmeleriyle bulaşma,
- Ebeveynlerin yavruları beslemesi sırasında kursak içeriğiyle ve direk ağız içinden bulaşma,
- Enfekte ebeveynlerin kursak içeriğinin yuvaya oradan da yavruların göbek kordonuna bulaşmasıyla
- Enfekte kuşlarla ve/veya portör direk temas ( nakil , satış yerinde,şov sırasında , barınaklar vb )
- Bulaşık içme sularının içilmesiyle , ağız içi salyaları ile içme suları kontamine olur.
- Dışkı ile çıkarılan etkenlerin yeme bulaşması ve bu yemlerin yenilmesiyle
Yetişkin güvercinler bu protozoa ile enfekte oldukları halde hiçbir belirti göstermeyebilirler(persiste enfekte,portör).Bir nevi güvercin ile protozoa arasında denge hali mevcuttur.Ancak güvercinler hastalandıklarında veya strese maruz kalıp vücut dirençleri düştüğünde trichononadların sayısı artar ve hastalık belirtileri görülebilir.Bu stres faktörlerinden birkaçı bağırsak parazitleri , enfeksiyöz hastalıklar , tüy dökme ( tülek ) dönemleri gibi olumsuz şartlardır.Bu yüzden bu parazite fırsatçı parazitte denir.
Hastalık genellikle ilkbahar sonu,yaz ve sonbaharda görülür.
Klinik ve Otopsi Bulguları:
Yetişkinlerde hastalık çoğunluk gizli seyreder ve klinik bulgu izlenmeye bilir.Gençlerde enfeksiyon seyri hızlıdır.
Enfekte hayvanlarda izlenebilen bulgular:
- Cevre ile ilgisizlik,
- Halsizlik ,
- Zayıflama,
- Tüylerin kabarması,
- Yem yeme ve su içmede güçlük,
- Ağızlar açık, güç soluma,
- İshal
- Kötü performans,
- Göz yaşarması, göz civarında şişkinlik,
- Ağızdan gri-yeşil akıntı,
- Yemek borusu tıkanmasından açlıktan ve/veya nefes borusu tıkanmasındansonucu 8-10 gün içinde ölüm.
Yetişkinlerde hastalık çoğunluk gizli seyreder ve klinik bulgu izlenmeye bilir.Gençlerde enfeksiyon seyri hızlıdır.
Enfekte hayvanlarda izlenebilen bulgular:
- Cevre ile ilgisizlik,
- Halsizlik ,
- Zayıflama,
- Tüylerin kabarması,
- Yem yeme ve su içmede güçlük,
- Ağızlar açık, güç soluma,
- İshal
- Kötü performans,
- Göz yaşarması, göz civarında şişkinlik,
- Ağızdan gri-yeşil akıntı,
- Yemek borusu tıkanmasından açlıktan ve/veya nefes borusu tıkanmasındansonucu 8-10 gün içinde ölüm.
Trichomoniasis genellikle genç güvercin ve kuğularda ağız,yumuşak damak,farenks,yemek borusu, kursak, bezli mide, sinüsler,karaciğer, kimi zaman dalak,akciğer,pankreas,kalp ve hava keselerinde lezyonlara neden olur. Lezyonlar bezli mideden sonra sindirim sisteminde görülmez.
Akut devrede ilk lezyonlar ağız,farenks,yemek borusunda kursak mukozal yüzeyinden inflamasyon, beyaz-kremsi yapışkan sıvının varlığı dikkati çeker. Zamanla kenarları hiperemik, küçük,sarı-beyaz ülserler oluşur.Nekrotik odaklar genişleyerek mukozal yüzeylere yayılır piramit benzeri şekle dönüşür.
Kanamasız olarak yerinden kalkabilir. Ve diğer iç organlara da yerleşir.Sinüslerde peynirimsi içerik dikkati çeker. Ebeveynlerin kursak sütü ile enfekte olmuş yuvada yumurtadan yeni çıkan ve göbeği kapanmamış olan yavrulara göbek yoluyla bulaşma olur.Bazen dışa sarkabilen derinin altında tümör gibi büyüyen, peynirimsi , gevrek ve kolaylıkla dağılıp ufalanabilen oluşumlar görülür.Oluşum çoğunlukla belirli bir bölgeyle sınırlıdır.
Özetle;kanatlı trichomoniasisinde otopsi bulguları karakteristik ancak patognomik değildir.
Ağız içi bölgesinde sarı noktalar , toplu iğne başından fasülye büyüklüğüne hatta bazen dahada büyük boyutlara ulaşabilen peynirimsi oluşumlarla karakterizedir.
Göbek formu görülüyorsa aynı oluşumlar sarımsı , peynirimsi oluşumlar burada çok daha büyük olabilir.
Akut devrede ilk lezyonlar ağız,farenks,yemek borusunda kursak mukozal yüzeyinden inflamasyon, beyaz-kremsi yapışkan sıvının varlığı dikkati çeker. Zamanla kenarları hiperemik, küçük,sarı-beyaz ülserler oluşur.Nekrotik odaklar genişleyerek mukozal yüzeylere yayılır piramit benzeri şekle dönüşür.
Kanamasız olarak yerinden kalkabilir. Ve diğer iç organlara da yerleşir.Sinüslerde peynirimsi içerik dikkati çeker. Ebeveynlerin kursak sütü ile enfekte olmuş yuvada yumurtadan yeni çıkan ve göbeği kapanmamış olan yavrulara göbek yoluyla bulaşma olur.Bazen dışa sarkabilen derinin altında tümör gibi büyüyen, peynirimsi , gevrek ve kolaylıkla dağılıp ufalanabilen oluşumlar görülür.Oluşum çoğunlukla belirli bir bölgeyle sınırlıdır.
Özetle;kanatlı trichomoniasisinde otopsi bulguları karakteristik ancak patognomik değildir.
Ağız içi bölgesinde sarı noktalar , toplu iğne başından fasülye büyüklüğüne hatta bazen dahada büyük boyutlara ulaşabilen peynirimsi oluşumlarla karakterizedir.
Göbek formu görülüyorsa aynı oluşumlar sarımsı , peynirimsi oluşumlar burada çok daha büyük olabilir.
Tanı:
Hastalığın tanısı, anamnez, klinik ve otosi bulguları ve laboratuar incelemeleri ile kesinleşir.
Mikroskop altında protozoanın görülmesi teşhis için yeterli değildir.Güvercinlerin % 75-80 dolayında bu paraziti hiçbir semptom göstermeden taşıyabileceği unutulmamalıdır.
Karıştırılan Hastalıklar:
- Çiçek Hastalığının difterik şekli,
- Candiasis,
- Vitamin A yetersizliği,
- Salmonella : Organlarda , özelikle karaciğerde görülen oluşumlar Salmonella ile karıştırılabilir. Salmonella’da grimsi , yağlıdır.Trichonomisiste sarı ve belirgin oluşumlardır.Trichonomiasiste yutak yada göbekte de oluşumlar vardır.
Trichonomiasis te oluşumların kolayca uzaklaştırılması peynirimsi ve ufalanması ayırıcı tanı için yeterlidir.
Çiçek hastalığında etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin sitoplazmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri ) ve bunların içinde bulunan virüs partikülleri ( Borrel partikülleri ) ışık mikroskoplarıyla görülür.
Salmonella laboratuar testleriyle tesbit edilir.İleriki konularda detaylı olarak anlatılacaktır.
Koruma, Kontrol ve Tedavi:
Ciddi sağlık önlemleri, biyogüvenlik, temizlik ve dezenfeksiyon hem ekonomik,hem de efektif bir yöntemdir.
Bazı yetiştiriciler çiftleşme dönemi öncesi ve yavrular yumurtadan çıkmadan 4-5 gün öncesinde aşırı trichomonas baskısını azaltmak için ilaç kullanmaktalar.Trichononasların ilaçla tamamen yok etmek hemen hemen imkansızdır.Sadece sayıca azalmakta ve bu sayı zamanla tekrar yükselmektedir.Bu arada yavrular trichomonaslara karşı direnç oluşturmakta onlarla beraber yaşayabilecek savunma mekanizmaları ve denge halini oluşturmaktalar.
Bu amaçla:
Bazı ülkelerde Dimetridazole (Avrupa, Australya ve Kanada da kullanılmakta, A.B.D. kullanılmamaktadır.), Ronidazole, Carnidazole ve dünyanın her yerinde insanlar için üretilen Metronidazole etken maddeli ilaçları kullanmaktalar.
Bahsi geçen ülkelerde günlük tek güvercin dozluk tabletler çoğunluktadır.
Geçici tedavi için damızlıklara tek tablet yada gün aşırı 2-3 tablet uygulanır.
Enfekte sürülerde tedavi uygulanır.Tedavi oluşumlar yok olana kadar sürdürülürse de uygun şartlar sağlanarak 3-4 gün süreyle sınırlandırılmalı daha fazla süreli tedavilerde genellikle karaciğerde hasar oluşabileceği unutulmamalıdır. Tedavi sırasında uygun antibiyotiklerde uygulanır.Trichonomiasis in oluşturduğu açıklıklardan vücuda patojen bakteriler girebilir.
Carnidazole: Genellikle tek güvercin dozluk tabletlerdir.
Dozu: 0.01 gr 3 gün veya oluşumlar yok olana kadar.
Dimetridazole: Çoğu ülkede kullanılmamaktadır. Oldukça toksik bir ilaçtır. Dozaşımına dikkat edilmelidir !... Dozaşımına dikkat etmek için hava sıcaklığı göz önünde bulundurulmalı, suyun buharlaşacağı ve konsantrasyonu arttıracağı ihmal edilmemelidir.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0.5 gr.
Metronidazole: Kısmen toksik bir ilaçtır. Tablet formları da mevcuttur, damızlık güvercinlerde tedavi uygulanır. İnsan tedavisinde de kullanıldığından dünyanın her yerinde kolayca bulunur ve kullanılır.
Dozu: Güvercin başına 0,05-0,06 gr dozunda 3 gün süreyle kullanılır.
Ronidazole: Kısa sürede tedavi edici etkisini gösterir.Çiftleştirme döneminde , yarış döneminde ve yavru döneminde genellikle bu etken maddeli ilaçlar tercih edilir.
Trinhonomiasis sırasında koksidiosisin görülmesi muhtemel olduğundan Amprolium ile kombine Ronidazole preparatları kullanılması daha uygundur. Posta yarışlarında yada diğer yarışlar sırasında bu kombinasyonun kullanılması uygundur.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0,2 gr.
Trichonomiasis görülen kuşlarda,özellikle ağır vakalarda yem ve su içemediklerinde tedavi söz konusu olamayacağı gibi; barınakları, ekipmanın, sağlıklı hayvanların bulaşması söz konusudur.
Her ne kadar ilaçla lezyonlar iyileştirilse de trichomonadların sürüden tamamen uzaklaştırılması mümkün değildir. Güvercinler bu protozoaya karşı geçici bir rahatlama ve direnç oluşturma yoluna gider.
Bu sepeple;
YAPILMASI GEREKENLER:
- Sürü Trichonimiasis’e dirençli kuşlardan oluşturulmalı , duyarlı kuşlar damızlıktan ayrılmalıdır.
- Hasta hayvanlar sürüden vakit geçirilmeden çıkarılmalıdır.
- Diğer hastalıkların kontrol altında tutulmalıdır.
- Kümes dizaynının ve şartlarının iyi olması sağlanmalı , günlük , haftalık temizlik ve bakımları iyi olmalıdır.
- Kaliteli ve dengeli yemleme yapılmalıdır.
- Su çok önemlidir.Temiz olmalı ve patojen organizmaları barındırmamalıdır.
- Trichonomiasis lezyonları görüldüğünde uygun ilaçlarla kısa sürede tedavi edilmelidir.
- Sürüye yabancı hayvan katımında dikkatli ve titiz davranmalı, yeni kuş alındığında en az 30 gün karantinada tutulmalı herhangi bir sorun olup olmadığı gözlenmelidir.
GÜVERCİN ÇİÇEK HASTALIĞI
(PİGEON POX)
TANITIMI, ETKEN, BULAŞMA VE TAŞINMA:
Poxviridae familyasında bulunan avipoxvirus genusundaki avianpox virüslerince oluşturulur. (Fowl pox –borreliota avium)
Hastalık etkeni güvercin pox virüsüdür. Kanarya pox virüsleri de güvercinlerde hastalık oluşturabilir. Dış deri üzerindeki tipik yara gibi kabuk kabuk üremelerden dolayı frengi denilir. Halk dilinde çiçek yada frengi olarak bilinir.
Hemen her mevsimde görülebilir. Yaygın şekilde yaz ve sıcak geçen mevsimlerde daha sık görülür.
Deride siğil benzeri şiş nodüller, ağız boşluğu ve üst solunum yollarına yayılan difterik membranlar ile karakterizedir. Güvercinlerde hastalığın seyri yaşa, drence ve sekonder hastalıkların gelişimine bağlıdır. Yaşlılarda ölüm nadirdir. Yavrularda ve bağışıklığı tam gelişmemiş, sekonder hastalıklarla beraber seyreden vakalarda ölüm daha çok görülür.
Atılma derideki yada mucozalardaki kabuklarla, salya, burun akıntılarıyla, bulaşık dışkıyla, bulaşık tüylerle ve kanla olur.
Bulaşma tipik kan emici artropotlarla özelikle sivrisinekler aracılığıyla olur. Diğer parazitler; bitler, pireler, kenelerde hastalığı bulaştırabilir. Bu artropotlar hastalıklı güvercinden virüsleri alarak diğer sağlam güvercinlere bulaştırır. Bu artroptlara taşıyıcı (portör) denilir.
Güvercinin hastalıklı bölgelerinden direk kontakla veya tozla, damlacıkla, çok ince tüylerle hava yoluyla da bulaşma olur. Bunlara ek olarak; virüslü salya ve burun akıntısının içme suyuna bulaşması yoluyla, virüsle bulaşık dışkıyla bulaşma olur. Çiftleşme döneminde eşler birbirlerine bulaştırır. Güvercinlerin yavrularını beslemesi sırasında yemek borusu, kursak ve yutaklarındaki çiçek lezyonlarındaki virüsü yemlerle yavrularına bulaştırabilirler. Güvercin kümeslerine getirilen hastalıklı (gizli, subklinik, kronik, portör vs.) güvercinler tehlikelidir.
Virüs çevresel koşullara, kurumaya ve bazı dezenfektanlara karşı drenç gösterir. Yara kabuklarında, tüyler, tozlar üzerinde canlı kalabilirler ve infektivitesini (hastalık oluşturabilme yeteneği) uzun süre koruyabilirler. Aylarca bazen uygun ortamlarda yıllarca canlı kalabilirler.
Güvercin virüslerinde hemaglutinasyon yeteneği bulunduğu açıklanmıştır.
Virüs fenol’e (%1) ve formalin’e (%0.1) 9 gün kadar dayanabildiği, 50 C derecede 30 dk 60 C derecede 8 dk da inaktive olduğu bildirilmiştir.
Yavru döneminde dışarıdan güvercin alınması çok tehlikelidir.. Muhtemel bulaşıcı hastalıkları taşıyabileceği düşünülmeli ve alınmamalıdır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ VE SEYRİ:
Atılan hastalık etkenleri zeminde toza yapışır. Patojeni taşıyan tozun nüfus edebilmesi için güvercinlerde yara olması gerekir. Kan emen artrapotlarla bulaşmada kendileri yara açarak bulaştırırlar.
Hastalığın tanısı, anamnez, klinik ve otosi bulguları ve laboratuar incelemeleri ile kesinleşir.
Mikroskop altında protozoanın görülmesi teşhis için yeterli değildir.Güvercinlerin % 75-80 dolayında bu paraziti hiçbir semptom göstermeden taşıyabileceği unutulmamalıdır.
Karıştırılan Hastalıklar:
- Çiçek Hastalığının difterik şekli,
- Candiasis,
- Vitamin A yetersizliği,
- Salmonella : Organlarda , özelikle karaciğerde görülen oluşumlar Salmonella ile karıştırılabilir. Salmonella’da grimsi , yağlıdır.Trichonomisiste sarı ve belirgin oluşumlardır.Trichonomiasiste yutak yada göbekte de oluşumlar vardır.
Trichonomiasis te oluşumların kolayca uzaklaştırılması peynirimsi ve ufalanması ayırıcı tanı için yeterlidir.
Çiçek hastalığında etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin sitoplazmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri ) ve bunların içinde bulunan virüs partikülleri ( Borrel partikülleri ) ışık mikroskoplarıyla görülür.
Salmonella laboratuar testleriyle tesbit edilir.İleriki konularda detaylı olarak anlatılacaktır.
Koruma, Kontrol ve Tedavi:
Ciddi sağlık önlemleri, biyogüvenlik, temizlik ve dezenfeksiyon hem ekonomik,hem de efektif bir yöntemdir.
Bazı yetiştiriciler çiftleşme dönemi öncesi ve yavrular yumurtadan çıkmadan 4-5 gün öncesinde aşırı trichomonas baskısını azaltmak için ilaç kullanmaktalar.Trichononasların ilaçla tamamen yok etmek hemen hemen imkansızdır.Sadece sayıca azalmakta ve bu sayı zamanla tekrar yükselmektedir.Bu arada yavrular trichomonaslara karşı direnç oluşturmakta onlarla beraber yaşayabilecek savunma mekanizmaları ve denge halini oluşturmaktalar.
Bu amaçla:
Bazı ülkelerde Dimetridazole (Avrupa, Australya ve Kanada da kullanılmakta, A.B.D. kullanılmamaktadır.), Ronidazole, Carnidazole ve dünyanın her yerinde insanlar için üretilen Metronidazole etken maddeli ilaçları kullanmaktalar.
Bahsi geçen ülkelerde günlük tek güvercin dozluk tabletler çoğunluktadır.
Geçici tedavi için damızlıklara tek tablet yada gün aşırı 2-3 tablet uygulanır.
Enfekte sürülerde tedavi uygulanır.Tedavi oluşumlar yok olana kadar sürdürülürse de uygun şartlar sağlanarak 3-4 gün süreyle sınırlandırılmalı daha fazla süreli tedavilerde genellikle karaciğerde hasar oluşabileceği unutulmamalıdır. Tedavi sırasında uygun antibiyotiklerde uygulanır.Trichonomiasis in oluşturduğu açıklıklardan vücuda patojen bakteriler girebilir.
Carnidazole: Genellikle tek güvercin dozluk tabletlerdir.
Dozu: 0.01 gr 3 gün veya oluşumlar yok olana kadar.
Dimetridazole: Çoğu ülkede kullanılmamaktadır. Oldukça toksik bir ilaçtır. Dozaşımına dikkat edilmelidir !... Dozaşımına dikkat etmek için hava sıcaklığı göz önünde bulundurulmalı, suyun buharlaşacağı ve konsantrasyonu arttıracağı ihmal edilmemelidir.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0.5 gr.
Metronidazole: Kısmen toksik bir ilaçtır. Tablet formları da mevcuttur, damızlık güvercinlerde tedavi uygulanır. İnsan tedavisinde de kullanıldığından dünyanın her yerinde kolayca bulunur ve kullanılır.
Dozu: Güvercin başına 0,05-0,06 gr dozunda 3 gün süreyle kullanılır.
Ronidazole: Kısa sürede tedavi edici etkisini gösterir.Çiftleştirme döneminde , yarış döneminde ve yavru döneminde genellikle bu etken maddeli ilaçlar tercih edilir.
Trinhonomiasis sırasında koksidiosisin görülmesi muhtemel olduğundan Amprolium ile kombine Ronidazole preparatları kullanılması daha uygundur. Posta yarışlarında yada diğer yarışlar sırasında bu kombinasyonun kullanılması uygundur.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0,2 gr.
Trichonomiasis görülen kuşlarda,özellikle ağır vakalarda yem ve su içemediklerinde tedavi söz konusu olamayacağı gibi; barınakları, ekipmanın, sağlıklı hayvanların bulaşması söz konusudur.
Her ne kadar ilaçla lezyonlar iyileştirilse de trichomonadların sürüden tamamen uzaklaştırılması mümkün değildir. Güvercinler bu protozoaya karşı geçici bir rahatlama ve direnç oluşturma yoluna gider.
Bu sepeple;
YAPILMASI GEREKENLER:
- Sürü Trichonimiasis’e dirençli kuşlardan oluşturulmalı , duyarlı kuşlar damızlıktan ayrılmalıdır.
- Hasta hayvanlar sürüden vakit geçirilmeden çıkarılmalıdır.
- Diğer hastalıkların kontrol altında tutulmalıdır.
- Kümes dizaynının ve şartlarının iyi olması sağlanmalı , günlük , haftalık temizlik ve bakımları iyi olmalıdır.
- Kaliteli ve dengeli yemleme yapılmalıdır.
- Su çok önemlidir.Temiz olmalı ve patojen organizmaları barındırmamalıdır.
- Trichonomiasis lezyonları görüldüğünde uygun ilaçlarla kısa sürede tedavi edilmelidir.
- Sürüye yabancı hayvan katımında dikkatli ve titiz davranmalı, yeni kuş alındığında en az 30 gün karantinada tutulmalı herhangi bir sorun olup olmadığı gözlenmelidir.
GÜVERCİN ÇİÇEK HASTALIĞI
(PİGEON POX)
TANITIMI, ETKEN, BULAŞMA VE TAŞINMA:
Poxviridae familyasında bulunan avipoxvirus genusundaki avianpox virüslerince oluşturulur. (Fowl pox –borreliota avium)
Hastalık etkeni güvercin pox virüsüdür. Kanarya pox virüsleri de güvercinlerde hastalık oluşturabilir. Dış deri üzerindeki tipik yara gibi kabuk kabuk üremelerden dolayı frengi denilir. Halk dilinde çiçek yada frengi olarak bilinir.
Hemen her mevsimde görülebilir. Yaygın şekilde yaz ve sıcak geçen mevsimlerde daha sık görülür.
Deride siğil benzeri şiş nodüller, ağız boşluğu ve üst solunum yollarına yayılan difterik membranlar ile karakterizedir. Güvercinlerde hastalığın seyri yaşa, drence ve sekonder hastalıkların gelişimine bağlıdır. Yaşlılarda ölüm nadirdir. Yavrularda ve bağışıklığı tam gelişmemiş, sekonder hastalıklarla beraber seyreden vakalarda ölüm daha çok görülür.
Atılma derideki yada mucozalardaki kabuklarla, salya, burun akıntılarıyla, bulaşık dışkıyla, bulaşık tüylerle ve kanla olur.
Bulaşma tipik kan emici artropotlarla özelikle sivrisinekler aracılığıyla olur. Diğer parazitler; bitler, pireler, kenelerde hastalığı bulaştırabilir. Bu artropotlar hastalıklı güvercinden virüsleri alarak diğer sağlam güvercinlere bulaştırır. Bu artroptlara taşıyıcı (portör) denilir.
Güvercinin hastalıklı bölgelerinden direk kontakla veya tozla, damlacıkla, çok ince tüylerle hava yoluyla da bulaşma olur. Bunlara ek olarak; virüslü salya ve burun akıntısının içme suyuna bulaşması yoluyla, virüsle bulaşık dışkıyla bulaşma olur. Çiftleşme döneminde eşler birbirlerine bulaştırır. Güvercinlerin yavrularını beslemesi sırasında yemek borusu, kursak ve yutaklarındaki çiçek lezyonlarındaki virüsü yemlerle yavrularına bulaştırabilirler. Güvercin kümeslerine getirilen hastalıklı (gizli, subklinik, kronik, portör vs.) güvercinler tehlikelidir.
Virüs çevresel koşullara, kurumaya ve bazı dezenfektanlara karşı drenç gösterir. Yara kabuklarında, tüyler, tozlar üzerinde canlı kalabilirler ve infektivitesini (hastalık oluşturabilme yeteneği) uzun süre koruyabilirler. Aylarca bazen uygun ortamlarda yıllarca canlı kalabilirler.
Güvercin virüslerinde hemaglutinasyon yeteneği bulunduğu açıklanmıştır.
Virüs fenol’e (%1) ve formalin’e (%0.1) 9 gün kadar dayanabildiği, 50 C derecede 30 dk 60 C derecede 8 dk da inaktive olduğu bildirilmiştir.
Yavru döneminde dışarıdan güvercin alınması çok tehlikelidir.. Muhtemel bulaşıcı hastalıkları taşıyabileceği düşünülmeli ve alınmamalıdır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ VE SEYRİ:
Atılan hastalık etkenleri zeminde toza yapışır. Patojeni taşıyan tozun nüfus edebilmesi için güvercinlerde yara olması gerekir. Kan emen artrapotlarla bulaşmada kendileri yara açarak bulaştırırlar.
Virüs vucuda girdikten 7-14 gün kuluçkaya yatar.
Kümeste morbidite (yayılma) yüksek, mortalite (ölüm) ise hayvanların duyarlılığına, bağışıklıklarına, ikincil hastalık etkenlerine ve tedaviye bağlıdır.
Vücuda giriş yapan virüsler kan dolaşımına girebilir. (Viremia) Tekrar kan yolu ile dış deri ve mukozaya döner ve yer yer sınırlı proliferasyon (üreme) a neden olurlar.
Vücuda giriş yapan virüsler kan dolaşımına girebilir. (Viremia) Tekrar kan yolu ile dış deri ve mukozaya döner ve yer yer sınırlı proliferasyon (üreme) a neden olurlar.
Üremelerin olduğu yerler genellikle tüysüz kısımlardır. Gözçukurları, gaga ve ayak bölgelerinde bakteriyel etkenler için uydundur. İrin oluşumuna neden olurlar.
Eğer patojenler burun çukuru mukozasında, yutakta, soluk borusu ve gırtlakta yerleşirse; ayrılması zor olan kötü kokulu proliferasyonlarla (doku üremeleri) solunum yolunu tıkarlar nefes alamazlar veya beslenemeyerek açlıktan ölür.
KLİNİK BULGULAR - SEMPTOMLAR:
İki form u vardır.
KLİNİK BULGULAR - SEMPTOMLAR:
İki form u vardır.
- Deri formu (kutanöz, çiçek formu, kuru form): Ağız, göz etrafı, tüysüz deri kısımlarında küçük lezyonlar ve kabarcıklar şeklinde gelişen çiçek formudur. Bu dejenerasyon genişleyebilir Kızarıklıklar giderek gelişir kabarık ve kabuklu lezyonlar oluşur. (Papul vezikül püstül. Vezüküller zamanla açılır virüs saçılır, yerlerinde açılan yaralardan (kontamine) bulaşma olur. Kabuklarda virüs çoktur. Ağız ve göz kapaklarının açılmasına engel olur. Kuşların görme ve beslenmesine engel teşkil eder. Körlüğede neden olabilir. Hayvanlar zayıflar. Hastalığın hafif ve başka enfeksiyon etkenlerile bulaşmamışsa kolay iyileşir.
- Difterik Form (Islak form): Mukoz mebranlarda görülür. Ağız, dil, yutak, yemek borusu, larinks, kursak, tracheada sarı nekrotik pseudomembranlar gelişir. Bunlar büyür ve birleşirler. Membranlar pensle tutulup kaldırıldığında yerlerinde kanayan yüzeyler meydana gelir. Bu lezyonlar soluk almaya ve beslenmeye mani olur. Hayvanlar zayıflar, hırıltılı ve zor soluk alıp verir, asfeksi ve ölümlere yol açarlar.
Ayrıca burun ve sinuslerde lezyonlar,yüz ve göz kapaklarında şişmeler , burun ve gözden akıntılar gelmesi de gözlenir.
Sağlıksız kümeslerde , yetersiz bakım ve beslenme şartlarında , her türlü olumsuz şartlarda , bilinçsiz yetiştiricilerin kümeslerinde %50-60 dolaylarında ölüm görülebilir.
TANI - TEŞHİS:
Klinik bulgular pox’un deri ve mukozal şekilleri kabuk kabuk proliferasyon (frengi) kolaylıkla tanınır.
Ancak birçok hastalıkla karıştırılabileceği düşünülmelidir.
Karıştırılan Hastalıklar:
Sıklıkla karıştırılabilecek hastalıklar;
- Trichonomiasis (pamukçuk, canker): Ağız içindeki oluşumlar peynirimsi ve koparıldığı zaman yerlerinde kanam olmaz. Çiçekte kanama olur.
- Ornithosis-(Clamidea): Göz ve çevresindeki lezyon tek taraftadır. Çiçekte her iki gözdede görülebilir.
- İnfectious Catarrh (Coryza): Burun ve ağız içinde sarımsı-kahverengi mucopurulent akıntı olur. Solunum sisteminin auskultasyonunda tipik solunum sesleri, hırıltılı solunum duyulur.
Daha az karıştırılabilecek hastalıklar;
Avitaminosis, mantarlar (aspergillosis, candida), viral (herpes virüs) ve mix enfeksiyonlar ..
Nekropsi bulguları:
Baş bölgesindeki lezyonlar kolayca görülebilir. Ağız, yutak dil, farinks, larinks, yemek borusu, soluk borusu ve bazende akciğerlerde lezyonlara rastlanır.
Larinks ve trachheadaki oluşumlar (membranlar, mukoid salgı) asfeksi ve ölümlere yol açabilir.
Ayırıcı Tanı:
Etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin stoplasmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri) ve bunlarında içinde bulunan virüs partikülleri (Borrel partikülleri) ışık mikroskopları ile görülebilir. (1500 x büyütmeli )
Laboratuar tanı:
Embriyolu tavuk yumurtasına ekim yapılır. Gelişmeler izlenir, özel belirtilere bakılır.
a-Virüs izolasyonu
b-Serolojik testler
c-Hayvan deneyleri de yapılabilir.
TEDAVİ:
Direk virüse etkili ilaç yoktur. Güvercin kendi savunma mekanizmasıyla virüse karşı koyacaktır.
Yapılan tedavi destekleyici ve sekonder (ikincil, diğer) hastalık etkenleri karşı yapılmalıdır.
Vucudu desteklemek için iyi kaliteli, ağız, yutak, yemek borusunda hasarı artırmayacak yemler seçilir. Arpa gibi kılçıklı tahıllar verilmez. Vitamin, mineral, probiotik verilir. Özelikle A vitamini verilmesi yararlıdır. Probiyotikler (Livimun, Bird bene bac, vb.) antibiyotikten 2 gün önce verilmeli, antibiyotik verildiği zamanlarda verilmemeli, antibiyotik tedavisi bittikten sonra tekrar verilmelidir.
Kabuklar pensle uygun şekilde kanatmadan yada az hasarla uzaklaştırılır ve lezyonlu bölgelere veteriner hekimlerin önereceği uygun iyotlu antiseptikler uygulanır. Bu ilaç virüslerden çok sekonder hastalık etkenlerine karşı uygulanır. Antibiyotikli pomat yada solusyonlarda kullanılabilir.
Seconder enfeksiyona karşı veteriner hekiminizin önereceği kanatlılara özgü geniş spekturumlu antibiyotiklerden (?) bir tanesi verilir.
KORUYUCU TEDAVİ - AŞI:
Kümeste virüslere etkili dezenfekte etme işlemi yapılmalıdır.
Bütün aşılamalarda olduğu gibi hasta, gizli hasta, portör, infekte, parazitli, aşırı zayıf güvercinler aşılanmamalıdır.
Özel olarak güvercin için hazırlanan aşılar buttan birkaç tüy kopartıldıktan sonra aşı fırçası ile sürülür. Kümesteki bütün kuşlar aşılanır.
Kıl keselerinin şişmesi aşının tuttuğuna ve bağışıklığın geliştiğine işarettir. Eğer but derisinde hiçbir reaksiyon oluşmamışsa aşı tutmamıştır. Tekrar aşılama yapılmalıdır. Bazı kuşlar ise bağışıklık kazanmış olduğu halde reaksiyon vermeyebilir.
Bir kez hastalığı atlatan kuşlar ömür boyu bağışıklık kazanır.
Hastalığın sık sık yaşandığı bölgelerde baharda aşılama yapılabilir.
Halk sağlığı açısından önemi:
Güvercin çiçek hastalığı direk insanlara bulaşmaz. Ancak güvercinlerde görülebilen diğer hastalık etkenlerinin vücuda girmesi ve gelişmesine zemin hazırladığı akılda bulundurulmalıdır. Uygun şekilde en kısa sürede destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
Klinik bulgular pox’un deri ve mukozal şekilleri kabuk kabuk proliferasyon (frengi) kolaylıkla tanınır.
Ancak birçok hastalıkla karıştırılabileceği düşünülmelidir.
Karıştırılan Hastalıklar:
Sıklıkla karıştırılabilecek hastalıklar;
- Trichonomiasis (pamukçuk, canker): Ağız içindeki oluşumlar peynirimsi ve koparıldığı zaman yerlerinde kanam olmaz. Çiçekte kanama olur.
- Ornithosis-(Clamidea): Göz ve çevresindeki lezyon tek taraftadır. Çiçekte her iki gözdede görülebilir.
- İnfectious Catarrh (Coryza): Burun ve ağız içinde sarımsı-kahverengi mucopurulent akıntı olur. Solunum sisteminin auskultasyonunda tipik solunum sesleri, hırıltılı solunum duyulur.
Daha az karıştırılabilecek hastalıklar;
Avitaminosis, mantarlar (aspergillosis, candida), viral (herpes virüs) ve mix enfeksiyonlar ..
Nekropsi bulguları:
Baş bölgesindeki lezyonlar kolayca görülebilir. Ağız, yutak dil, farinks, larinks, yemek borusu, soluk borusu ve bazende akciğerlerde lezyonlara rastlanır.
Larinks ve trachheadaki oluşumlar (membranlar, mukoid salgı) asfeksi ve ölümlere yol açabilir.
Ayırıcı Tanı:
Etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin stoplasmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri) ve bunlarında içinde bulunan virüs partikülleri (Borrel partikülleri) ışık mikroskopları ile görülebilir. (1500 x büyütmeli )
Laboratuar tanı:
Embriyolu tavuk yumurtasına ekim yapılır. Gelişmeler izlenir, özel belirtilere bakılır.
a-Virüs izolasyonu
b-Serolojik testler
c-Hayvan deneyleri de yapılabilir.
TEDAVİ:
Direk virüse etkili ilaç yoktur. Güvercin kendi savunma mekanizmasıyla virüse karşı koyacaktır.
Yapılan tedavi destekleyici ve sekonder (ikincil, diğer) hastalık etkenleri karşı yapılmalıdır.
Vucudu desteklemek için iyi kaliteli, ağız, yutak, yemek borusunda hasarı artırmayacak yemler seçilir. Arpa gibi kılçıklı tahıllar verilmez. Vitamin, mineral, probiotik verilir. Özelikle A vitamini verilmesi yararlıdır. Probiyotikler (Livimun, Bird bene bac, vb.) antibiyotikten 2 gün önce verilmeli, antibiyotik verildiği zamanlarda verilmemeli, antibiyotik tedavisi bittikten sonra tekrar verilmelidir.
Kabuklar pensle uygun şekilde kanatmadan yada az hasarla uzaklaştırılır ve lezyonlu bölgelere veteriner hekimlerin önereceği uygun iyotlu antiseptikler uygulanır. Bu ilaç virüslerden çok sekonder hastalık etkenlerine karşı uygulanır. Antibiyotikli pomat yada solusyonlarda kullanılabilir.
Seconder enfeksiyona karşı veteriner hekiminizin önereceği kanatlılara özgü geniş spekturumlu antibiyotiklerden (?) bir tanesi verilir.
KORUYUCU TEDAVİ - AŞI:
Kümeste virüslere etkili dezenfekte etme işlemi yapılmalıdır.
Bütün aşılamalarda olduğu gibi hasta, gizli hasta, portör, infekte, parazitli, aşırı zayıf güvercinler aşılanmamalıdır.
Özel olarak güvercin için hazırlanan aşılar buttan birkaç tüy kopartıldıktan sonra aşı fırçası ile sürülür. Kümesteki bütün kuşlar aşılanır.
Kıl keselerinin şişmesi aşının tuttuğuna ve bağışıklığın geliştiğine işarettir. Eğer but derisinde hiçbir reaksiyon oluşmamışsa aşı tutmamıştır. Tekrar aşılama yapılmalıdır. Bazı kuşlar ise bağışıklık kazanmış olduğu halde reaksiyon vermeyebilir.
Bir kez hastalığı atlatan kuşlar ömür boyu bağışıklık kazanır.
Hastalığın sık sık yaşandığı bölgelerde baharda aşılama yapılabilir.
Halk sağlığı açısından önemi:
Güvercin çiçek hastalığı direk insanlara bulaşmaz. Ancak güvercinlerde görülebilen diğer hastalık etkenlerinin vücuda girmesi ve gelişmesine zemin hazırladığı akılda bulundurulmalıdır. Uygun şekilde en kısa sürede destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
Etiketler:
ornithosis
Aşı yaptığını zanneden çoğu yetiştirici dostumuz büyük hatalar yapmaktadırlar. Bunların neticesinde güvercinleri yine hastalanmaktadır.
Güvercinlerinize aşı yapmak istiyorsanız lütfen önce bize ulaşınız. Size doğru aşı programını oluşturmanıza yardımcı olalım.
Size aşağıda aşılamayla ilgili bilimsel püf noktalarını sıralıyorum:
GÜVERCİN AŞILARI ve GÜVERCİN AŞILARKEN
DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR
AŞILAR
— Son kullanma tarihi geçmemiş, üzerinde orijinal etiketi olan, şüphe yaratmayan, güvenilir ve soğuk zincir bozulmadan muhafaza edildiği garanti edilmiş olmalıdır.
— Şişelerin kapakları gevşek veya önceden açılmış olmamalıdır.
— İyi liyofilize edilmiş olmalı ve sulanmış olmamalıdır.
— Aşılama zamanına kadar soğukta (+4°C) muhafaza edilmiş olmalıdır.
— İmal ve son kullanma tarihine dikkat edilmelidir.
— Şişeler üzerinde belirtilen dozlara ve kullanış tarzlarına dikkat edilmelidir.
—Aşıların kesinlikle güneş ışığı almamasına dikkat edilmelidir.
— Şişelerin kapakları gevşek veya önceden açılmış olmamalıdır.
— İyi liyofilize edilmiş olmalı ve sulanmış olmamalıdır.
— Aşılama zamanına kadar soğukta (+4°C) muhafaza edilmiş olmalıdır.
— İmal ve son kullanma tarihine dikkat edilmelidir.
— Şişeler üzerinde belirtilen dozlara ve kullanış tarzlarına dikkat edilmelidir.
—Aşıların kesinlikle güneş ışığı almamasına dikkat edilmelidir.
AŞILAMALAR
A- GÜVERCİNLERİ AŞILAMADAN ÖNCE DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR
— Kullanılacak aşının dozunun saptanması için güvercin sayısının bilinmesi gereklidir.
— Kullanılacak aşının tipini ve uygulama yolunu seçmek için güvercinlerin türü, yaşı bilinmelidir.
— Aşılanacak güvercinler aynı yaş, ay grubunda olması daha doğrudur.
— Güvercinlerin genel sağlık durumu bilinmeli, hasta güvercinlere kesinlikle aşı uygulanmamalıdır. Parazitli, uzun süredir var olan veya yeni başlamış enfeksiyonları bulunan ve tam sağlıklı olmayan güvercinlere aşı uygulaması, bu olumsuz faktörler ortadan kalkıncaya kadar ertelenmelidir.
— Çevredeki salgın hastalık durumları bilinmeli, çevredeki hastalık durumuna göre aşı programı hazırlanmalıdır.
— Güvercinlerin ana ve babadan gelen bağışıklık düzeyi bilinirse aşı programı daha doğru uygulanabilir.
— İkinci aşılama yapılacaksa bundan önce yapılmış olan aşının türü ve markası bilinmelidir
—Aşılamadan önce kümeslerin ışıklandırma, havalandırma, nem ve temizlik problemleri ortadan kaldırılmalı, yemlik ve suluklar çok iyi temizlenmeli ve stres faktörleri yok edilmelidir.
— Aşılar, güvercinler yumurtlama dönemine girmeden önce tamamlanmış olmalıdır.
— Aşıları uygulayan kişiler yeterli ve uygun bilgilere sahip olmalıdır.
— Aşılamalarla ilgili tarih ve tür kayıdı tutulmalıdır.
— Kullanılacak aşının tipini ve uygulama yolunu seçmek için güvercinlerin türü, yaşı bilinmelidir.
— Aşılanacak güvercinler aynı yaş, ay grubunda olması daha doğrudur.
— Güvercinlerin genel sağlık durumu bilinmeli, hasta güvercinlere kesinlikle aşı uygulanmamalıdır. Parazitli, uzun süredir var olan veya yeni başlamış enfeksiyonları bulunan ve tam sağlıklı olmayan güvercinlere aşı uygulaması, bu olumsuz faktörler ortadan kalkıncaya kadar ertelenmelidir.
— Çevredeki salgın hastalık durumları bilinmeli, çevredeki hastalık durumuna göre aşı programı hazırlanmalıdır.
— Güvercinlerin ana ve babadan gelen bağışıklık düzeyi bilinirse aşı programı daha doğru uygulanabilir.
— İkinci aşılama yapılacaksa bundan önce yapılmış olan aşının türü ve markası bilinmelidir
—Aşılamadan önce kümeslerin ışıklandırma, havalandırma, nem ve temizlik problemleri ortadan kaldırılmalı, yemlik ve suluklar çok iyi temizlenmeli ve stres faktörleri yok edilmelidir.
— Aşılar, güvercinler yumurtlama dönemine girmeden önce tamamlanmış olmalıdır.
— Aşıları uygulayan kişiler yeterli ve uygun bilgilere sahip olmalıdır.
— Aşılamalarla ilgili tarih ve tür kayıdı tutulmalıdır.
B- AŞILAMA SIRASINDA DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR
— Aşı prospektüsü dikkatli okunmalı, uygulamada prospektüse bildirilen noktalara dikkat edilmelidir.
— Aşıyı uygulayan kişi kıyafetini sonradan değiştirip temiz kıyafet giymelidir.
— Her güvercin için bir doz aşı kullanılmalıdır.
— Aşı içme sularına uygulanacaksa, sulandırması uygun bir şekilde yapılmalı ve bu konuda prospektüse uyulmalıdır.
— Yarım kalmış veya sulandırıldıktan sonra 3-4 saat geçmiş olan aşılar kullanılmamalıdır.
— Aşılamalar mümkün olduğunca günün erken saatlerinde yapılmalıdır.
— Güvercinlerin tümünün aşılı sudan faydalanmaları sağlanmalıdır. Aksi halde kümes içinde duyarlı güvercinler kalabilir, bunlar sonradan enfeksiyona neden olabilirler.
— Boş aşı şişeleri gelişigüzel etrafa atılmamalı, özellikle canlı virüs içeren aşı şişelerinin yakılarak veya dezenfektanlarla muamele edilerek ve toprağa gömülerek imha edilmeleri sağlanmalıdır.
— Aşılamanın ne şekilde yapılacağı iyi saptanmalı ve yapılacak aşı şekline göre gerekli önlemler alınmalıdır. Buna göre :
— Aşıyı uygulayan kişi kıyafetini sonradan değiştirip temiz kıyafet giymelidir.
— Her güvercin için bir doz aşı kullanılmalıdır.
— Aşı içme sularına uygulanacaksa, sulandırması uygun bir şekilde yapılmalı ve bu konuda prospektüse uyulmalıdır.
— Yarım kalmış veya sulandırıldıktan sonra 3-4 saat geçmiş olan aşılar kullanılmamalıdır.
— Aşılamalar mümkün olduğunca günün erken saatlerinde yapılmalıdır.
— Güvercinlerin tümünün aşılı sudan faydalanmaları sağlanmalıdır. Aksi halde kümes içinde duyarlı güvercinler kalabilir, bunlar sonradan enfeksiyona neden olabilirler.
— Boş aşı şişeleri gelişigüzel etrafa atılmamalı, özellikle canlı virüs içeren aşı şişelerinin yakılarak veya dezenfektanlarla muamele edilerek ve toprağa gömülerek imha edilmeleri sağlanmalıdır.
— Aşılamanın ne şekilde yapılacağı iyi saptanmalı ve yapılacak aşı şekline göre gerekli önlemler alınmalıdır. Buna göre :
1) GÜVERCİNLERE İÇME SUYU İLE AŞILAMA YAPILDIĞINDA DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR
— Aşılamadan en az bir veya iki saat önce su verilmelidir (mevsime göre ayarlanır)
— Aşı ile beraber verilecek suyun, güvercinlerin iki saat içinde tüketebilecekleri miktarda olması gerekir. Aşılamada kullanılacak su miktarı güvercinlerin yaşına, türüne, ortamın sıcaklığına ve yetiştirme ortamına göre değişir.
— Aşılamada kullanılacak su temiz, klorsuz, yumuşak olmalı, herhangi bir kimyasal madde içermemeli, su klorlu ise 1-2 gün bekletilmeli ve ondan sonra aşılamada kullanılmalıdır.
— Aşılama suyuna 1/40 oranında yağsız süt veya 2 gr. / litre hesabı ile süt tozu katılmalıdır.
— Suluklar deterjansız temiz su ile fırçalanarak temizlenmelidir.
— İçme suyu ile uygulanan aşıların kapağı karıştırılacağı suyun içinde açılmalıdır.
— Güvercinlere verilen aşılı suyun güneş ışığı almamasına dikkat edilmelidir.
— Aşılama sırasında kullanılacak olan malzemeler tamamen plastikten yapılmış olmalıdır.
— Aşı ile beraber verilecek suyun, güvercinlerin iki saat içinde tüketebilecekleri miktarda olması gerekir. Aşılamada kullanılacak su miktarı güvercinlerin yaşına, türüne, ortamın sıcaklığına ve yetiştirme ortamına göre değişir.
— Aşılamada kullanılacak su temiz, klorsuz, yumuşak olmalı, herhangi bir kimyasal madde içermemeli, su klorlu ise 1-2 gün bekletilmeli ve ondan sonra aşılamada kullanılmalıdır.
— Aşılama suyuna 1/40 oranında yağsız süt veya 2 gr. / litre hesabı ile süt tozu katılmalıdır.
— Suluklar deterjansız temiz su ile fırçalanarak temizlenmelidir.
— İçme suyu ile uygulanan aşıların kapağı karıştırılacağı suyun içinde açılmalıdır.
— Güvercinlere verilen aşılı suyun güneş ışığı almamasına dikkat edilmelidir.
— Aşılama sırasında kullanılacak olan malzemeler tamamen plastikten yapılmış olmalıdır.
2) GÜVERCİNLERE ENJEKSİYON (İĞNE) YÖNTEMİ İLE AŞI UYGULAMADA DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR
— Enjeksiyon deneyimli kişiler tarafından yapılmalıdır.
— Enjeksiyon sırasında antiseptik kullanılmamalıdır.
— İnaktif aşılar kullanılmadan önce bir iki saat oda sıcaklığında tutulmalı, kısa sürede uygulanmalı, uygulama esnasında sık sık çalkalanmalı ve artan aşının kullanılmamasına dikkat edilmelidir.
— Uygun dozun verilebilmesi için enjektörler herhangi bir dezenfektan maddeyle yıkanmış olmamalıdır.
— Enjeksiyon sırasında antiseptik kullanılmamalıdır.
— İnaktif aşılar kullanılmadan önce bir iki saat oda sıcaklığında tutulmalı, kısa sürede uygulanmalı, uygulama esnasında sık sık çalkalanmalı ve artan aşının kullanılmamasına dikkat edilmelidir.
— Uygun dozun verilebilmesi için enjektörler herhangi bir dezenfektan maddeyle yıkanmış olmamalıdır.
3) GÜVERCİNLERİN KANAT ZARINA AŞILAMA YAPARKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR (POX ÇİÇEK)
— Doğru, tam doz verecek şekilde özel olarak hazırlanmış aşı iğneleri kullanılmalıdır.
— Aşı yalnız kanat bölgesindeki deriye yapılır.
— Aşıyla sadece iğne uçları daldırılır.
— Aşı yapılan iğneler kirli yerlerde bırakılmamalıdır.
— Aşılı hayvanlar 1-2 hafta muayene edilmeli, kontrol altında tutulmalıdır. Aşı yapılan bölgede kabuklanma veya şişlik görülmesi aşının tuttuğunu gösterir.
— Aşı yalnız kanat bölgesindeki deriye yapılır.
— Aşıyla sadece iğne uçları daldırılır.
— Aşı yapılan iğneler kirli yerlerde bırakılmamalıdır.
— Aşılı hayvanlar 1-2 hafta muayene edilmeli, kontrol altında tutulmalıdır. Aşı yapılan bölgede kabuklanma veya şişlik görülmesi aşının tuttuğunu gösterir.
C- AŞILAMADAN SONRA DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR
— Güvercinlere iyi bir bakım ve besleme uygulanmalı ve ek vitamin takviyesi (turbovit) yapılmalıdır.
— Stres faktörleri ortadan kaldırılmalıdır.
— Aşılama sonrasında meydana gelen aşı reaksiyonlarında, ölenler hemen kümesten çıkarılarak imha edilmelidir. Aşılamadan yaklaşık 15-20 gün sonra güvercinler bağışıklık kazanabileceklerdir.
— Eğer yeterli düzeyde bir bağışıklık sağlanamamışsa uygun bir süre içinde aşı tekrar uygulanmalıdır.
— Stres faktörleri ortadan kaldırılmalıdır.
— Aşılama sonrasında meydana gelen aşı reaksiyonlarında, ölenler hemen kümesten çıkarılarak imha edilmelidir. Aşılamadan yaklaşık 15-20 gün sonra güvercinler bağışıklık kazanabileceklerdir.
— Eğer yeterli düzeyde bir bağışıklık sağlanamamışsa uygun bir süre içinde aşı tekrar uygulanmalıdır.
Etiketler:
Bakım
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)