Ornithosis, chlamydia bakterisinin neden olduğu enfeksiyonlu bir hastalık olup kuşlardan insana geçebilir.
Ornithosis özellikle Mayıs-haziran ve Ekim-Aralık dönemlerinde sıklıka görülür.
Hastalık sadece genç kuşlarda önemli miktarda kayıplara neden olur.
Eğer yetişkin kuşlar enfeksiyon kaparlarsa, sadece çok küçük belirtiler dışında genellikle hiç bir belirti göstermezler.
Chlamydia, dışkı, göz yaşı, gaga, ağız salgıları ve gagada öğütülmüş yem yoluyla vücuttan dışarı atılır.
Gözle görülür bir şekilde ornithosis'e yakalanmış ve hastalığı taşıyan kuşlar pathogen(Chlamydia'nın taşıyıcı mikro-organizması)'ı dışarı atabilirler.
Pathogen bulaşmış tozları soluyarak, enfeksiyon kapmış yemleri veya suları sindirerek ya da genç ve yavrularla oynaşarak ve besleyerek güvercinler bu hastalığı kapabilirler.
Hastalık kendini vücuttaki genel zayıflama ve kötüleşme ile gösterir.
Kuşu çevresine karşı duyarsız olup, yem yemede azalma, su içişinde artma, hareketlerinde ağırlaşma görülür.
Bazı kuşlarda conjunctivitis (göz kapaklarının birbirine yapışması) gözlemlenir.
Güvercin parlak ışığa karşı hassaslık gösterir ve gözlerini kapatır.
Göz kapaklarındaki iltihaplanma göz yaşı kanallarının daralmasına neden olur ve göz yaşı bezlerinin ürettiği sıvının miktarı artar.
Gözyaşı salgısı etkin bir şekilde gözyaşı kanallarından dışarı akamadığı için, salgı göz kapakları tarafından üretilir.
İlk zamanlar gözyaşı sıvısı tahliyesi sulu çıkar ve ardından sümüksü bir yapıya döner, göz kapakları birbirine yapışır ve biriken sıvı ile kabarır.
Eğer iltihaplanma uzun süre devam ederse, gözün saydam tabakası(kornea) bulanıklığı ortaya çıkar buda körlüğe neden olur.
İlk vaka ortaya çıktığında, belli bir süre sonra aynı ortamdaki güvercinlerde de aynı conjunctiva (göz yuvarını kaplayan, göz kapağının alt yüzünü
kaplayan, saydam, sıvı salgılayan mukoza zarı) iltihaplanması görülür.
Aynı ortamda bulunan güvercinlerin ancak bir kaçı aynı anda bu enfeksiyonu kapabilir.
Kümesteki bütün güvercinlerin enfeksiyonu kapması için 3 veya 4 hafta geçmesi lazım.
Hastalık üst solunum yollarınıda yayılabilir.
Nezle ortaya çıkar, burun deliklerinden süt kıvamında sarı bir sıvı akar ardından kurur ve burun deliklerini tıkar.
Güvercin yarı açık gagası ile soluk almak zorunda kalır.
İltihaplanma, güvercinin kaşımaya çalıştığı, ağrıya ve kaşınmaya neden olur.
Güvercin, burun deliklerini temizlemek için hapşırmaya, kafasını sallamaya ve gagasını sağa sola sürtmeye başlar.
ornithosis kesin tedavisi çok önemlidir çünkü; bu enfeksiyonun insanlara geçme tehlikesi vardır.
Kronik ornithosis'in bulunduğu ortamdaki güvercinlerin tüm yavruları risk altındadır(yavruların %80'i ne kadar olan kısmı ölebilir).
Gizli ornithosis diğer hastalıklarıda davet eder.
Tedavi edilmemiş ornithosis kalıcı tahribatlar bırakır.
Ornithosis özellikle Mayıs-haziran ve Ekim-Aralık dönemlerinde sıklıka görülür.
Hastalık sadece genç kuşlarda önemli miktarda kayıplara neden olur.
Eğer yetişkin kuşlar enfeksiyon kaparlarsa, sadece çok küçük belirtiler dışında genellikle hiç bir belirti göstermezler.
Chlamydia, dışkı, göz yaşı, gaga, ağız salgıları ve gagada öğütülmüş yem yoluyla vücuttan dışarı atılır.
Gözle görülür bir şekilde ornithosis'e yakalanmış ve hastalığı taşıyan kuşlar pathogen(Chlamydia'nın taşıyıcı mikro-organizması)'ı dışarı atabilirler.
Pathogen bulaşmış tozları soluyarak, enfeksiyon kapmış yemleri veya suları sindirerek ya da genç ve yavrularla oynaşarak ve besleyerek güvercinler bu hastalığı kapabilirler.
Hastalık kendini vücuttaki genel zayıflama ve kötüleşme ile gösterir.
Kuşu çevresine karşı duyarsız olup, yem yemede azalma, su içişinde artma, hareketlerinde ağırlaşma görülür.
Bazı kuşlarda conjunctivitis (göz kapaklarının birbirine yapışması) gözlemlenir.
Güvercin parlak ışığa karşı hassaslık gösterir ve gözlerini kapatır.
Göz kapaklarındaki iltihaplanma göz yaşı kanallarının daralmasına neden olur ve göz yaşı bezlerinin ürettiği sıvının miktarı artar.
Gözyaşı salgısı etkin bir şekilde gözyaşı kanallarından dışarı akamadığı için, salgı göz kapakları tarafından üretilir.
İlk zamanlar gözyaşı sıvısı tahliyesi sulu çıkar ve ardından sümüksü bir yapıya döner, göz kapakları birbirine yapışır ve biriken sıvı ile kabarır.
Eğer iltihaplanma uzun süre devam ederse, gözün saydam tabakası(kornea) bulanıklığı ortaya çıkar buda körlüğe neden olur.
İlk vaka ortaya çıktığında, belli bir süre sonra aynı ortamdaki güvercinlerde de aynı conjunctiva (göz yuvarını kaplayan, göz kapağının alt yüzünü
kaplayan, saydam, sıvı salgılayan mukoza zarı) iltihaplanması görülür.
Aynı ortamda bulunan güvercinlerin ancak bir kaçı aynı anda bu enfeksiyonu kapabilir.
Kümesteki bütün güvercinlerin enfeksiyonu kapması için 3 veya 4 hafta geçmesi lazım.
Hastalık üst solunum yollarınıda yayılabilir.
Nezle ortaya çıkar, burun deliklerinden süt kıvamında sarı bir sıvı akar ardından kurur ve burun deliklerini tıkar.
Güvercin yarı açık gagası ile soluk almak zorunda kalır.
İltihaplanma, güvercinin kaşımaya çalıştığı, ağrıya ve kaşınmaya neden olur.
Güvercin, burun deliklerini temizlemek için hapşırmaya, kafasını sallamaya ve gagasını sağa sola sürtmeye başlar.
ornithosis kesin tedavisi çok önemlidir çünkü; bu enfeksiyonun insanlara geçme tehlikesi vardır.
Kronik ornithosis'in bulunduğu ortamdaki güvercinlerin tüm yavruları risk altındadır(yavruların %80'i ne kadar olan kısmı ölebilir).
Gizli ornithosis diğer hastalıklarıda davet eder.
Tedavi edilmemiş ornithosis kalıcı tahribatlar bırakır.
Tavsiye edilen ilaç:
Baytril 10% (ayrıca paratyphoid ve e-coli içinde etkilidir)
Hangi ilacın tedavide kullanılması gerektiği kararı konusunda, bakterisel enjeksiyon ve ilaç duyarlılığı hesaplanması gereken ilk seçenektir.
O yüzden Baytril, bakterisel enfeksiyonlara karşı hemen hemen tüm hastalıklarda etkili olduğu için en iyi seçimdir.
Baytril tek kuş tedavisinde tablet alınmalı, toplu kümes tadavilerinde likid alınmalı.
Tabletler: Tek kuş tedavisinde 14 gün boyunca 1 tablet. Kümes tedavisinde 10 gün boyunca 3,75 lt içme suyuna suyuna 4cc. likid konulmalı.
Likid: Tekli kuş tedavisinde, kuşun boğazına 14 gün boyunca 3 veya 4 damla.
Hangi ilacın tedavide kullanılması gerektiği kararı konusunda, bakterisel enjeksiyon ve ilaç duyarlılığı hesaplanması gereken ilk seçenektir.
O yüzden Baytril, bakterisel enfeksiyonlara karşı hemen hemen tüm hastalıklarda etkili olduğu için en iyi seçimdir.
Baytril tek kuş tedavisinde tablet alınmalı, toplu kümes tadavilerinde likid alınmalı.
Tabletler: Tek kuş tedavisinde 14 gün boyunca 1 tablet. Kümes tedavisinde 10 gün boyunca 3,75 lt içme suyuna suyuna 4cc. likid konulmalı.
Likid: Tekli kuş tedavisinde, kuşun boğazına 14 gün boyunca 3 veya 4 damla.
HEXAMİTİASİS
GENEL BİLGİLER
Güvercinlerde Hexamit columbae adı verilen bir protozonun neden olduğu hastalıktır. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Hexamitiasis hastalığına güvercinlerin yanı sıra tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, keklikler, ördekler ve bazı kuş türlerinde de rastlanmaktadır. Ancak diğer türlerde hastalığa neden olan Hexamit protozonu daha farklıdır. Hastalığın karakteristik özelliği bağırsak iltihabına bağlı olarak gelişen ishal ve özellikle de kanlı ishaldir. Hastalık daha çok yaz aylarında yaygınlık kazanmakta ve özellikle genç kuşlarda daha fazla görülmektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek için salma içi hijyenik koşullara dikkat edilmesi çok önemlidir.
GENEL BİLGİLER
Güvercinlerde Hexamit columbae adı verilen bir protozonun neden olduğu hastalıktır. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Hexamitiasis hastalığına güvercinlerin yanı sıra tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, keklikler, ördekler ve bazı kuş türlerinde de rastlanmaktadır. Ancak diğer türlerde hastalığa neden olan Hexamit protozonu daha farklıdır. Hastalığın karakteristik özelliği bağırsak iltihabına bağlı olarak gelişen ishal ve özellikle de kanlı ishaldir. Hastalık daha çok yaz aylarında yaygınlık kazanmakta ve özellikle genç kuşlarda daha fazla görülmektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek için salma içi hijyenik koşullara dikkat edilmesi çok önemlidir.
BELİRTİLERİ
Hastalık ilk belirtisini kusma ile gösterir. Yenilen yemlerin kusulması hastalığın bir başlangıç belirtisi olmakla birlikte, mutlak değildir. Yani bu hastalığa yakalanan kuşlar mutlaka kusacak diye bir koşul yoktur. Ayrıca bu kusma başka nedenlerle olabilecek kusmalarla karıştırılabilir. Bu nedenle kusmayı takip eden günlerde yapılacak gözlemler önemlidir.
Hasta kuşlarda ilk dikkati çeken özellik dışkılarının sulu ve köpüklü oluşudur. Daha sonraki aşamalarda gelişen bağırsak iltihabına bağlı olarak dışkıda kan gözlenebilir. Dışkının diğer bir özelliği de normalden daha fazla kötü bir kokuya sahip olmasıdır. Hasta kuşların ağız içi incelemesinde ağız içi mükozasında yara saptanabilir.
Hastalığın gelişimine bağlı olarak, kuşlarda kayıtsızlık, bir kenara çekilip tüy kabartma ve düşünme hali ortaya çıkar. Kuşun yeme karşı ilgisi azalır ve hasta kuş daha az yem tüketmeye başlar. Buna karşın su tüketiminde bir artma vardır. Hastalığın tedavisine geç başlanması durumunda kuşlarımızda belirgin bir kilo kaybı gözlenir. Kilo kaybı özellikle genç kuşları fazlasıyla etkiler ve ölümler gelebilir. Ölüm öncesi kuşlarda titreme hali gibi bir durum saptanabilir. Aşırı kilo kaybına uğrayan kuşlarımızın tedavisini yapıp bu hastalığı ortadan kaldırsak bile kilo kaybından kaynaklanan gelişim noksanlığı bu kuşlarımızı kalan ömürleri boyunca etkiler.
Hastalık ilk belirtisini kusma ile gösterir. Yenilen yemlerin kusulması hastalığın bir başlangıç belirtisi olmakla birlikte, mutlak değildir. Yani bu hastalığa yakalanan kuşlar mutlaka kusacak diye bir koşul yoktur. Ayrıca bu kusma başka nedenlerle olabilecek kusmalarla karıştırılabilir. Bu nedenle kusmayı takip eden günlerde yapılacak gözlemler önemlidir.
Hasta kuşlarda ilk dikkati çeken özellik dışkılarının sulu ve köpüklü oluşudur. Daha sonraki aşamalarda gelişen bağırsak iltihabına bağlı olarak dışkıda kan gözlenebilir. Dışkının diğer bir özelliği de normalden daha fazla kötü bir kokuya sahip olmasıdır. Hasta kuşların ağız içi incelemesinde ağız içi mükozasında yara saptanabilir.
Hastalığın gelişimine bağlı olarak, kuşlarda kayıtsızlık, bir kenara çekilip tüy kabartma ve düşünme hali ortaya çıkar. Kuşun yeme karşı ilgisi azalır ve hasta kuş daha az yem tüketmeye başlar. Buna karşın su tüketiminde bir artma vardır. Hastalığın tedavisine geç başlanması durumunda kuşlarımızda belirgin bir kilo kaybı gözlenir. Kilo kaybı özellikle genç kuşları fazlasıyla etkiler ve ölümler gelebilir. Ölüm öncesi kuşlarda titreme hali gibi bir durum saptanabilir. Aşırı kilo kaybına uğrayan kuşlarımızın tedavisini yapıp bu hastalığı ortadan kaldırsak bile kilo kaybından kaynaklanan gelişim noksanlığı bu kuşlarımızı kalan ömürleri boyunca etkiler.
BULAŞMA ŞEKLİ
Hastalık mikrobu, hasta kuşların dışkıları yolu ile yayılır. Dışkıda bol miktarda bulunan mikrop, bir şekilde kuşlarımızın yediği yemlere veya içtiği sulara bulaşabilir. Mikrop bulaşmış yiyeceği yiyen ya da içen kuş mikrobu alır. Mikrop vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 4 – 5 gün kadardır. Yani mikrobun alınmasını takiben 5 gün kadar sonra hastalık belirtileri kendini göstermeye başlar.
Hastalık mikrobu, hasta kuşların dışkıları yolu ile yayılır. Dışkıda bol miktarda bulunan mikrop, bir şekilde kuşlarımızın yediği yemlere veya içtiği sulara bulaşabilir. Mikrop bulaşmış yiyeceği yiyen ya da içen kuş mikrobu alır. Mikrop vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 4 – 5 gün kadardır. Yani mikrobun alınmasını takiben 5 gün kadar sonra hastalık belirtileri kendini göstermeye başlar.
HASTALIĞIN TEŞHİSİ
Hexamitiasis hastalığında hastalık belirtileri diğer güvercin hastalıklarından, Salmonella, E. Coli, Coccidiasis ve PMV1’e benzerlik gösterir. Bu nedenle kesin teşhis önemlidir. Hasta kuşların dışkılarında yapılacak mikroskobik inceleme sonucu hastalığın kesin tanısı yapılabilir.
Hexamitiasis hastalığında hastalık belirtileri diğer güvercin hastalıklarından, Salmonella, E. Coli, Coccidiasis ve PMV1’e benzerlik gösterir. Bu nedenle kesin teşhis önemlidir. Hasta kuşların dışkılarında yapılacak mikroskobik inceleme sonucu hastalığın kesin tanısı yapılabilir.
HASTALIĞIN TEDAVİSİ
İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hexamitiasis tedavisinde, Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan güvercinler için özel üretilmiş ilaçlar yalnız yurt dışında bulunmaktadır. Yurdumuzda bunlardan sadece metronizadol etken maddeli olan bazı ilaçlar beşeri ilaç ( insanların tüketimi için hazırlanan ) olarak bulunmaktadır. Dozaj ve kullanım biçimi ayarlanarak bu ilaçlardan yararlanılabilir. Aşağıda ilk önce yurt dışında bulunan şekilleri tanıtıldıktan sonra ülkemizde bulabileceğimiz türleri hakkında da bilgi verilecektir.
İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hexamitiasis tedavisinde, Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan güvercinler için özel üretilmiş ilaçlar yalnız yurt dışında bulunmaktadır. Yurdumuzda bunlardan sadece metronizadol etken maddeli olan bazı ilaçlar beşeri ilaç ( insanların tüketimi için hazırlanan ) olarak bulunmaktadır. Dozaj ve kullanım biçimi ayarlanarak bu ilaçlardan yararlanılabilir. Aşağıda ilk önce yurt dışında bulunan şekilleri tanıtıldıktan sonra ülkemizde bulabileceğimiz türleri hakkında da bilgi verilecektir.
Bu iki ilaç Ronidazole etken maddesine sahiptir:
RİDZOL-S : Toz şeklinde olan ilaç, Jeeds European firmasının bir üretimidir. %10’luk konsantreye sahip olan ilaç 4.5 litre suya bir çay kaşığı karıştırılarak 7 gün süre ile kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 –60 Dolar’dır.
DACZAL TABLET : Dac Firmasının bir üretimi olan ilaç 5 mg’lık tabletler şeklindedir. Güvercin başına 1 tablet düşecek şekilde 7 gün süre ile verilir. Yurtdışı satış fiyatı 11.95 Dolar’dır.
DACZAL TABLET : Dac Firmasının bir üretimi olan ilaç 5 mg’lık tabletler şeklindedir. Güvercin başına 1 tablet düşecek şekilde 7 gün süre ile verilir. Yurtdışı satış fiyatı 11.95 Dolar’dır.
Bu iki ilaç Metranidazole etken maddesine sahiptir:
FİSHZOLE TABLET : Thomas lab firmasının bir üretimi olan ilaç, tablet başına 250 mg ilaç bulundurmaktadır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Yurtdışı satış fiyatı 15.95 Dolardır.
FLAGYL : Jeeds European firmasının bir üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. 4.5 litre suya bir çay kaşığı kadar karıştırılarak 8 gün kadar kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 – 55 Dolardır.
FLAGYL : Jeeds European firmasının bir üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. 4.5 litre suya bir çay kaşığı kadar karıştırılarak 8 gün kadar kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 – 55 Dolardır.
Bu ilaç, Dimetridazole etken maddesine sahiptir:
HARKANKER SOLUB : Harkanker firmasının üretimi olan ilaç,toz şeklinde olup kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılmaktadır. Bir poşet ilaç 4.5 litre suya karıştırılarak kuşlara 7 gün süresince verilir. Yurtdışı satış fiyatı 12.95 Dolar’dır.
Ülkemizde bu etken maddelere karşılık gelen beşeri ilaçlar :
Ülkemizde yukarda belirtilen 4 etken maddeden sadece Metranidazol içeren beşeri ilaç (insanların tüketimi için hazırlanmış) bulunmaktadır. Bu etken maddeyi taşıyan ilaçlar arasında Metrajil, Flagly ve Nidazol sayılabilir.
METRAJİL : 250 mg’lık tablet şeklindedir. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.
FLAGLY SÜSPANSİYON : 125 mg’lık toz halindedir. Su ile karıştırılıp şurup haline getirildikten sonra, kuşların içme sularına bir litre suya günlük olarak 5 ml karıştırılır. Tedaviye 3 gün süre ile devam edilir.
NİDAZOL : 250 mg’lık tablet şeklinde olanı kullanılmalıdır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.
AVİAN TRİCHOMONİASİS
(Kanatlı Trichomonas Enfeksiyonu-Canker-Pamukçuk)
Tanımı ,Etken, Bulaşma ve Taşınma:
Halk arasında pamuk yada pamukçuk adıylada anılır.
Hastalık nedeni tek hücreli mikroskopik flagellatalı ( kamçılı) bir protozoa olan Trichomonas gallinae’dir.Bir zamanlar güvercin ve kumrularda hastalığa neden olan parazite Trichomonas columbae denilirken bilim cevrelerince tüm kanatlılarda hastalık etkeni T. Gallinae olarak isimlendirilmesi kabul edilmiştir . Hareketli olan bu protozoa mikroskopta rahatça görülür.Dünyanın hemen her yerindeki güvercinlerde yaygın şekilde bulunur.Yüksek üreme yeteneğine sahip olan parazit hayati organlara yayılabilir.Güvercinlerin sindirim sistemi kanallarında , yutak ve kursaklarında bulunabildiği gibi boşaltım sistemlerine de geçebilir.Evcil ve yabani güvercinlerle kumruların büyük çoğunluğunda bu protozoa mevcuttur.( %75-80 dolaylarında )
FLAGLY SÜSPANSİYON : 125 mg’lık toz halindedir. Su ile karıştırılıp şurup haline getirildikten sonra, kuşların içme sularına bir litre suya günlük olarak 5 ml karıştırılır. Tedaviye 3 gün süre ile devam edilir.
NİDAZOL : 250 mg’lık tablet şeklinde olanı kullanılmalıdır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.
AVİAN TRİCHOMONİASİS
(Kanatlı Trichomonas Enfeksiyonu-Canker-Pamukçuk)
Tanımı ,Etken, Bulaşma ve Taşınma:
Halk arasında pamuk yada pamukçuk adıylada anılır.
Hastalık nedeni tek hücreli mikroskopik flagellatalı ( kamçılı) bir protozoa olan Trichomonas gallinae’dir.Bir zamanlar güvercin ve kumrularda hastalığa neden olan parazite Trichomonas columbae denilirken bilim cevrelerince tüm kanatlılarda hastalık etkeni T. Gallinae olarak isimlendirilmesi kabul edilmiştir . Hareketli olan bu protozoa mikroskopta rahatça görülür.Dünyanın hemen her yerindeki güvercinlerde yaygın şekilde bulunur.Yüksek üreme yeteneğine sahip olan parazit hayati organlara yayılabilir.Güvercinlerin sindirim sistemi kanallarında , yutak ve kursaklarında bulunabildiği gibi boşaltım sistemlerine de geçebilir.Evcil ve yabani güvercinlerle kumruların büyük çoğunluğunda bu protozoa mevcuttur.( %75-80 dolaylarında )
Bulaşma :
- Ebeveynlerin çiftleşmeleriyle bulaşma,
- Ebeveynlerin yavruları beslemesi sırasında kursak içeriğiyle ve direk ağız içinden bulaşma,
- Enfekte ebeveynlerin kursak içeriğinin yuvaya oradan da yavruların göbek kordonuna bulaşmasıyla
- Enfekte kuşlarla ve/veya portör direk temas ( nakil , satış yerinde,şov sırasında , barınaklar vb )
- Bulaşık içme sularının içilmesiyle , ağız içi salyaları ile içme suları kontamine olur.
- Dışkı ile çıkarılan etkenlerin yeme bulaşması ve bu yemlerin yenilmesiyle
Yetişkin güvercinler bu protozoa ile enfekte oldukları halde hiçbir belirti göstermeyebilirler(persiste enfekte,portör).Bir nevi güvercin ile protozoa arasında denge hali mevcuttur.Ancak güvercinler hastalandıklarında veya strese maruz kalıp vücut dirençleri düştüğünde trichononadların sayısı artar ve hastalık belirtileri görülebilir.Bu stres faktörlerinden birkaçı bağırsak parazitleri , enfeksiyöz hastalıklar , tüy dökme ( tülek ) dönemleri gibi olumsuz şartlardır.Bu yüzden bu parazite fırsatçı parazitte denir.
- Ebeveynlerin çiftleşmeleriyle bulaşma,
- Ebeveynlerin yavruları beslemesi sırasında kursak içeriğiyle ve direk ağız içinden bulaşma,
- Enfekte ebeveynlerin kursak içeriğinin yuvaya oradan da yavruların göbek kordonuna bulaşmasıyla
- Enfekte kuşlarla ve/veya portör direk temas ( nakil , satış yerinde,şov sırasında , barınaklar vb )
- Bulaşık içme sularının içilmesiyle , ağız içi salyaları ile içme suları kontamine olur.
- Dışkı ile çıkarılan etkenlerin yeme bulaşması ve bu yemlerin yenilmesiyle
Yetişkin güvercinler bu protozoa ile enfekte oldukları halde hiçbir belirti göstermeyebilirler(persiste enfekte,portör).Bir nevi güvercin ile protozoa arasında denge hali mevcuttur.Ancak güvercinler hastalandıklarında veya strese maruz kalıp vücut dirençleri düştüğünde trichononadların sayısı artar ve hastalık belirtileri görülebilir.Bu stres faktörlerinden birkaçı bağırsak parazitleri , enfeksiyöz hastalıklar , tüy dökme ( tülek ) dönemleri gibi olumsuz şartlardır.Bu yüzden bu parazite fırsatçı parazitte denir.
Hastalık genellikle ilkbahar sonu,yaz ve sonbaharda görülür.
Klinik ve Otopsi Bulguları:
Yetişkinlerde hastalık çoğunluk gizli seyreder ve klinik bulgu izlenmeye bilir.Gençlerde enfeksiyon seyri hızlıdır.
Enfekte hayvanlarda izlenebilen bulgular:
- Cevre ile ilgisizlik,
- Halsizlik ,
- Zayıflama,
- Tüylerin kabarması,
- Yem yeme ve su içmede güçlük,
- Ağızlar açık, güç soluma,
- İshal
- Kötü performans,
- Göz yaşarması, göz civarında şişkinlik,
- Ağızdan gri-yeşil akıntı,
- Yemek borusu tıkanmasından açlıktan ve/veya nefes borusu tıkanmasındansonucu 8-10 gün içinde ölüm.
Yetişkinlerde hastalık çoğunluk gizli seyreder ve klinik bulgu izlenmeye bilir.Gençlerde enfeksiyon seyri hızlıdır.
Enfekte hayvanlarda izlenebilen bulgular:
- Cevre ile ilgisizlik,
- Halsizlik ,
- Zayıflama,
- Tüylerin kabarması,
- Yem yeme ve su içmede güçlük,
- Ağızlar açık, güç soluma,
- İshal
- Kötü performans,
- Göz yaşarması, göz civarında şişkinlik,
- Ağızdan gri-yeşil akıntı,
- Yemek borusu tıkanmasından açlıktan ve/veya nefes borusu tıkanmasındansonucu 8-10 gün içinde ölüm.
Trichomoniasis genellikle genç güvercin ve kuğularda ağız,yumuşak damak,farenks,yemek borusu, kursak, bezli mide, sinüsler,karaciğer, kimi zaman dalak,akciğer,pankreas,kalp ve hava keselerinde lezyonlara neden olur. Lezyonlar bezli mideden sonra sindirim sisteminde görülmez.
Akut devrede ilk lezyonlar ağız,farenks,yemek borusunda kursak mukozal yüzeyinden inflamasyon, beyaz-kremsi yapışkan sıvının varlığı dikkati çeker. Zamanla kenarları hiperemik, küçük,sarı-beyaz ülserler oluşur.Nekrotik odaklar genişleyerek mukozal yüzeylere yayılır piramit benzeri şekle dönüşür.
Kanamasız olarak yerinden kalkabilir. Ve diğer iç organlara da yerleşir.Sinüslerde peynirimsi içerik dikkati çeker. Ebeveynlerin kursak sütü ile enfekte olmuş yuvada yumurtadan yeni çıkan ve göbeği kapanmamış olan yavrulara göbek yoluyla bulaşma olur.Bazen dışa sarkabilen derinin altında tümör gibi büyüyen, peynirimsi , gevrek ve kolaylıkla dağılıp ufalanabilen oluşumlar görülür.Oluşum çoğunlukla belirli bir bölgeyle sınırlıdır.
Özetle;kanatlı trichomoniasisinde otopsi bulguları karakteristik ancak patognomik değildir.
Ağız içi bölgesinde sarı noktalar , toplu iğne başından fasülye büyüklüğüne hatta bazen dahada büyük boyutlara ulaşabilen peynirimsi oluşumlarla karakterizedir.
Göbek formu görülüyorsa aynı oluşumlar sarımsı , peynirimsi oluşumlar burada çok daha büyük olabilir.
Akut devrede ilk lezyonlar ağız,farenks,yemek borusunda kursak mukozal yüzeyinden inflamasyon, beyaz-kremsi yapışkan sıvının varlığı dikkati çeker. Zamanla kenarları hiperemik, küçük,sarı-beyaz ülserler oluşur.Nekrotik odaklar genişleyerek mukozal yüzeylere yayılır piramit benzeri şekle dönüşür.
Kanamasız olarak yerinden kalkabilir. Ve diğer iç organlara da yerleşir.Sinüslerde peynirimsi içerik dikkati çeker. Ebeveynlerin kursak sütü ile enfekte olmuş yuvada yumurtadan yeni çıkan ve göbeği kapanmamış olan yavrulara göbek yoluyla bulaşma olur.Bazen dışa sarkabilen derinin altında tümör gibi büyüyen, peynirimsi , gevrek ve kolaylıkla dağılıp ufalanabilen oluşumlar görülür.Oluşum çoğunlukla belirli bir bölgeyle sınırlıdır.
Özetle;kanatlı trichomoniasisinde otopsi bulguları karakteristik ancak patognomik değildir.
Ağız içi bölgesinde sarı noktalar , toplu iğne başından fasülye büyüklüğüne hatta bazen dahada büyük boyutlara ulaşabilen peynirimsi oluşumlarla karakterizedir.
Göbek formu görülüyorsa aynı oluşumlar sarımsı , peynirimsi oluşumlar burada çok daha büyük olabilir.
Tanı:
Hastalığın tanısı, anamnez, klinik ve otosi bulguları ve laboratuar incelemeleri ile kesinleşir.
Mikroskop altında protozoanın görülmesi teşhis için yeterli değildir.Güvercinlerin % 75-80 dolayında bu paraziti hiçbir semptom göstermeden taşıyabileceği unutulmamalıdır.
Karıştırılan Hastalıklar:
- Çiçek Hastalığının difterik şekli,
- Candiasis,
- Vitamin A yetersizliği,
- Salmonella : Organlarda , özelikle karaciğerde görülen oluşumlar Salmonella ile karıştırılabilir. Salmonella’da grimsi , yağlıdır.Trichonomisiste sarı ve belirgin oluşumlardır.Trichonomiasiste yutak yada göbekte de oluşumlar vardır.
Trichonomiasis te oluşumların kolayca uzaklaştırılması peynirimsi ve ufalanması ayırıcı tanı için yeterlidir.
Çiçek hastalığında etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin sitoplazmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri ) ve bunların içinde bulunan virüs partikülleri ( Borrel partikülleri ) ışık mikroskoplarıyla görülür.
Salmonella laboratuar testleriyle tesbit edilir.İleriki konularda detaylı olarak anlatılacaktır.
Koruma, Kontrol ve Tedavi:
Ciddi sağlık önlemleri, biyogüvenlik, temizlik ve dezenfeksiyon hem ekonomik,hem de efektif bir yöntemdir.
Bazı yetiştiriciler çiftleşme dönemi öncesi ve yavrular yumurtadan çıkmadan 4-5 gün öncesinde aşırı trichomonas baskısını azaltmak için ilaç kullanmaktalar.Trichononasların ilaçla tamamen yok etmek hemen hemen imkansızdır.Sadece sayıca azalmakta ve bu sayı zamanla tekrar yükselmektedir.Bu arada yavrular trichomonaslara karşı direnç oluşturmakta onlarla beraber yaşayabilecek savunma mekanizmaları ve denge halini oluşturmaktalar.
Bu amaçla:
Bazı ülkelerde Dimetridazole (Avrupa, Australya ve Kanada da kullanılmakta, A.B.D. kullanılmamaktadır.), Ronidazole, Carnidazole ve dünyanın her yerinde insanlar için üretilen Metronidazole etken maddeli ilaçları kullanmaktalar.
Bahsi geçen ülkelerde günlük tek güvercin dozluk tabletler çoğunluktadır.
Geçici tedavi için damızlıklara tek tablet yada gün aşırı 2-3 tablet uygulanır.
Enfekte sürülerde tedavi uygulanır.Tedavi oluşumlar yok olana kadar sürdürülürse de uygun şartlar sağlanarak 3-4 gün süreyle sınırlandırılmalı daha fazla süreli tedavilerde genellikle karaciğerde hasar oluşabileceği unutulmamalıdır. Tedavi sırasında uygun antibiyotiklerde uygulanır.Trichonomiasis in oluşturduğu açıklıklardan vücuda patojen bakteriler girebilir.
Carnidazole: Genellikle tek güvercin dozluk tabletlerdir.
Dozu: 0.01 gr 3 gün veya oluşumlar yok olana kadar.
Dimetridazole: Çoğu ülkede kullanılmamaktadır. Oldukça toksik bir ilaçtır. Dozaşımına dikkat edilmelidir !... Dozaşımına dikkat etmek için hava sıcaklığı göz önünde bulundurulmalı, suyun buharlaşacağı ve konsantrasyonu arttıracağı ihmal edilmemelidir.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0.5 gr.
Metronidazole: Kısmen toksik bir ilaçtır. Tablet formları da mevcuttur, damızlık güvercinlerde tedavi uygulanır. İnsan tedavisinde de kullanıldığından dünyanın her yerinde kolayca bulunur ve kullanılır.
Dozu: Güvercin başına 0,05-0,06 gr dozunda 3 gün süreyle kullanılır.
Ronidazole: Kısa sürede tedavi edici etkisini gösterir.Çiftleştirme döneminde , yarış döneminde ve yavru döneminde genellikle bu etken maddeli ilaçlar tercih edilir.
Trinhonomiasis sırasında koksidiosisin görülmesi muhtemel olduğundan Amprolium ile kombine Ronidazole preparatları kullanılması daha uygundur. Posta yarışlarında yada diğer yarışlar sırasında bu kombinasyonun kullanılması uygundur.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0,2 gr.
Trichonomiasis görülen kuşlarda,özellikle ağır vakalarda yem ve su içemediklerinde tedavi söz konusu olamayacağı gibi; barınakları, ekipmanın, sağlıklı hayvanların bulaşması söz konusudur.
Her ne kadar ilaçla lezyonlar iyileştirilse de trichomonadların sürüden tamamen uzaklaştırılması mümkün değildir. Güvercinler bu protozoaya karşı geçici bir rahatlama ve direnç oluşturma yoluna gider.
Bu sepeple;
YAPILMASI GEREKENLER:
- Sürü Trichonimiasis’e dirençli kuşlardan oluşturulmalı , duyarlı kuşlar damızlıktan ayrılmalıdır.
- Hasta hayvanlar sürüden vakit geçirilmeden çıkarılmalıdır.
- Diğer hastalıkların kontrol altında tutulmalıdır.
- Kümes dizaynının ve şartlarının iyi olması sağlanmalı , günlük , haftalık temizlik ve bakımları iyi olmalıdır.
- Kaliteli ve dengeli yemleme yapılmalıdır.
- Su çok önemlidir.Temiz olmalı ve patojen organizmaları barındırmamalıdır.
- Trichonomiasis lezyonları görüldüğünde uygun ilaçlarla kısa sürede tedavi edilmelidir.
- Sürüye yabancı hayvan katımında dikkatli ve titiz davranmalı, yeni kuş alındığında en az 30 gün karantinada tutulmalı herhangi bir sorun olup olmadığı gözlenmelidir.
GÜVERCİN ÇİÇEK HASTALIĞI
(PİGEON POX)
TANITIMI, ETKEN, BULAŞMA VE TAŞINMA:
Poxviridae familyasında bulunan avipoxvirus genusundaki avianpox virüslerince oluşturulur. (Fowl pox –borreliota avium)
Hastalık etkeni güvercin pox virüsüdür. Kanarya pox virüsleri de güvercinlerde hastalık oluşturabilir. Dış deri üzerindeki tipik yara gibi kabuk kabuk üremelerden dolayı frengi denilir. Halk dilinde çiçek yada frengi olarak bilinir.
Hemen her mevsimde görülebilir. Yaygın şekilde yaz ve sıcak geçen mevsimlerde daha sık görülür.
Deride siğil benzeri şiş nodüller, ağız boşluğu ve üst solunum yollarına yayılan difterik membranlar ile karakterizedir. Güvercinlerde hastalığın seyri yaşa, drence ve sekonder hastalıkların gelişimine bağlıdır. Yaşlılarda ölüm nadirdir. Yavrularda ve bağışıklığı tam gelişmemiş, sekonder hastalıklarla beraber seyreden vakalarda ölüm daha çok görülür.
Atılma derideki yada mucozalardaki kabuklarla, salya, burun akıntılarıyla, bulaşık dışkıyla, bulaşık tüylerle ve kanla olur.
Bulaşma tipik kan emici artropotlarla özelikle sivrisinekler aracılığıyla olur. Diğer parazitler; bitler, pireler, kenelerde hastalığı bulaştırabilir. Bu artropotlar hastalıklı güvercinden virüsleri alarak diğer sağlam güvercinlere bulaştırır. Bu artroptlara taşıyıcı (portör) denilir.
Güvercinin hastalıklı bölgelerinden direk kontakla veya tozla, damlacıkla, çok ince tüylerle hava yoluyla da bulaşma olur. Bunlara ek olarak; virüslü salya ve burun akıntısının içme suyuna bulaşması yoluyla, virüsle bulaşık dışkıyla bulaşma olur. Çiftleşme döneminde eşler birbirlerine bulaştırır. Güvercinlerin yavrularını beslemesi sırasında yemek borusu, kursak ve yutaklarındaki çiçek lezyonlarındaki virüsü yemlerle yavrularına bulaştırabilirler. Güvercin kümeslerine getirilen hastalıklı (gizli, subklinik, kronik, portör vs.) güvercinler tehlikelidir.
Virüs çevresel koşullara, kurumaya ve bazı dezenfektanlara karşı drenç gösterir. Yara kabuklarında, tüyler, tozlar üzerinde canlı kalabilirler ve infektivitesini (hastalık oluşturabilme yeteneği) uzun süre koruyabilirler. Aylarca bazen uygun ortamlarda yıllarca canlı kalabilirler.
Güvercin virüslerinde hemaglutinasyon yeteneği bulunduğu açıklanmıştır.
Virüs fenol’e (%1) ve formalin’e (%0.1) 9 gün kadar dayanabildiği, 50 C derecede 30 dk 60 C derecede 8 dk da inaktive olduğu bildirilmiştir.
Yavru döneminde dışarıdan güvercin alınması çok tehlikelidir.. Muhtemel bulaşıcı hastalıkları taşıyabileceği düşünülmeli ve alınmamalıdır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ VE SEYRİ:
Atılan hastalık etkenleri zeminde toza yapışır. Patojeni taşıyan tozun nüfus edebilmesi için güvercinlerde yara olması gerekir. Kan emen artrapotlarla bulaşmada kendileri yara açarak bulaştırırlar.
Hastalığın tanısı, anamnez, klinik ve otosi bulguları ve laboratuar incelemeleri ile kesinleşir.
Mikroskop altında protozoanın görülmesi teşhis için yeterli değildir.Güvercinlerin % 75-80 dolayında bu paraziti hiçbir semptom göstermeden taşıyabileceği unutulmamalıdır.
Karıştırılan Hastalıklar:
- Çiçek Hastalığının difterik şekli,
- Candiasis,
- Vitamin A yetersizliği,
- Salmonella : Organlarda , özelikle karaciğerde görülen oluşumlar Salmonella ile karıştırılabilir. Salmonella’da grimsi , yağlıdır.Trichonomisiste sarı ve belirgin oluşumlardır.Trichonomiasiste yutak yada göbekte de oluşumlar vardır.
Trichonomiasis te oluşumların kolayca uzaklaştırılması peynirimsi ve ufalanması ayırıcı tanı için yeterlidir.
Çiçek hastalığında etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin sitoplazmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri ) ve bunların içinde bulunan virüs partikülleri ( Borrel partikülleri ) ışık mikroskoplarıyla görülür.
Salmonella laboratuar testleriyle tesbit edilir.İleriki konularda detaylı olarak anlatılacaktır.
Koruma, Kontrol ve Tedavi:
Ciddi sağlık önlemleri, biyogüvenlik, temizlik ve dezenfeksiyon hem ekonomik,hem de efektif bir yöntemdir.
Bazı yetiştiriciler çiftleşme dönemi öncesi ve yavrular yumurtadan çıkmadan 4-5 gün öncesinde aşırı trichomonas baskısını azaltmak için ilaç kullanmaktalar.Trichononasların ilaçla tamamen yok etmek hemen hemen imkansızdır.Sadece sayıca azalmakta ve bu sayı zamanla tekrar yükselmektedir.Bu arada yavrular trichomonaslara karşı direnç oluşturmakta onlarla beraber yaşayabilecek savunma mekanizmaları ve denge halini oluşturmaktalar.
Bu amaçla:
Bazı ülkelerde Dimetridazole (Avrupa, Australya ve Kanada da kullanılmakta, A.B.D. kullanılmamaktadır.), Ronidazole, Carnidazole ve dünyanın her yerinde insanlar için üretilen Metronidazole etken maddeli ilaçları kullanmaktalar.
Bahsi geçen ülkelerde günlük tek güvercin dozluk tabletler çoğunluktadır.
Geçici tedavi için damızlıklara tek tablet yada gün aşırı 2-3 tablet uygulanır.
Enfekte sürülerde tedavi uygulanır.Tedavi oluşumlar yok olana kadar sürdürülürse de uygun şartlar sağlanarak 3-4 gün süreyle sınırlandırılmalı daha fazla süreli tedavilerde genellikle karaciğerde hasar oluşabileceği unutulmamalıdır. Tedavi sırasında uygun antibiyotiklerde uygulanır.Trichonomiasis in oluşturduğu açıklıklardan vücuda patojen bakteriler girebilir.
Carnidazole: Genellikle tek güvercin dozluk tabletlerdir.
Dozu: 0.01 gr 3 gün veya oluşumlar yok olana kadar.
Dimetridazole: Çoğu ülkede kullanılmamaktadır. Oldukça toksik bir ilaçtır. Dozaşımına dikkat edilmelidir !... Dozaşımına dikkat etmek için hava sıcaklığı göz önünde bulundurulmalı, suyun buharlaşacağı ve konsantrasyonu arttıracağı ihmal edilmemelidir.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0.5 gr.
Metronidazole: Kısmen toksik bir ilaçtır. Tablet formları da mevcuttur, damızlık güvercinlerde tedavi uygulanır. İnsan tedavisinde de kullanıldığından dünyanın her yerinde kolayca bulunur ve kullanılır.
Dozu: Güvercin başına 0,05-0,06 gr dozunda 3 gün süreyle kullanılır.
Ronidazole: Kısa sürede tedavi edici etkisini gösterir.Çiftleştirme döneminde , yarış döneminde ve yavru döneminde genellikle bu etken maddeli ilaçlar tercih edilir.
Trinhonomiasis sırasında koksidiosisin görülmesi muhtemel olduğundan Amprolium ile kombine Ronidazole preparatları kullanılması daha uygundur. Posta yarışlarında yada diğer yarışlar sırasında bu kombinasyonun kullanılması uygundur.
Dozu: 1 litre içme suyuna 0,2 gr.
Trichonomiasis görülen kuşlarda,özellikle ağır vakalarda yem ve su içemediklerinde tedavi söz konusu olamayacağı gibi; barınakları, ekipmanın, sağlıklı hayvanların bulaşması söz konusudur.
Her ne kadar ilaçla lezyonlar iyileştirilse de trichomonadların sürüden tamamen uzaklaştırılması mümkün değildir. Güvercinler bu protozoaya karşı geçici bir rahatlama ve direnç oluşturma yoluna gider.
Bu sepeple;
YAPILMASI GEREKENLER:
- Sürü Trichonimiasis’e dirençli kuşlardan oluşturulmalı , duyarlı kuşlar damızlıktan ayrılmalıdır.
- Hasta hayvanlar sürüden vakit geçirilmeden çıkarılmalıdır.
- Diğer hastalıkların kontrol altında tutulmalıdır.
- Kümes dizaynının ve şartlarının iyi olması sağlanmalı , günlük , haftalık temizlik ve bakımları iyi olmalıdır.
- Kaliteli ve dengeli yemleme yapılmalıdır.
- Su çok önemlidir.Temiz olmalı ve patojen organizmaları barındırmamalıdır.
- Trichonomiasis lezyonları görüldüğünde uygun ilaçlarla kısa sürede tedavi edilmelidir.
- Sürüye yabancı hayvan katımında dikkatli ve titiz davranmalı, yeni kuş alındığında en az 30 gün karantinada tutulmalı herhangi bir sorun olup olmadığı gözlenmelidir.
GÜVERCİN ÇİÇEK HASTALIĞI
(PİGEON POX)
TANITIMI, ETKEN, BULAŞMA VE TAŞINMA:
Poxviridae familyasında bulunan avipoxvirus genusundaki avianpox virüslerince oluşturulur. (Fowl pox –borreliota avium)
Hastalık etkeni güvercin pox virüsüdür. Kanarya pox virüsleri de güvercinlerde hastalık oluşturabilir. Dış deri üzerindeki tipik yara gibi kabuk kabuk üremelerden dolayı frengi denilir. Halk dilinde çiçek yada frengi olarak bilinir.
Hemen her mevsimde görülebilir. Yaygın şekilde yaz ve sıcak geçen mevsimlerde daha sık görülür.
Deride siğil benzeri şiş nodüller, ağız boşluğu ve üst solunum yollarına yayılan difterik membranlar ile karakterizedir. Güvercinlerde hastalığın seyri yaşa, drence ve sekonder hastalıkların gelişimine bağlıdır. Yaşlılarda ölüm nadirdir. Yavrularda ve bağışıklığı tam gelişmemiş, sekonder hastalıklarla beraber seyreden vakalarda ölüm daha çok görülür.
Atılma derideki yada mucozalardaki kabuklarla, salya, burun akıntılarıyla, bulaşık dışkıyla, bulaşık tüylerle ve kanla olur.
Bulaşma tipik kan emici artropotlarla özelikle sivrisinekler aracılığıyla olur. Diğer parazitler; bitler, pireler, kenelerde hastalığı bulaştırabilir. Bu artropotlar hastalıklı güvercinden virüsleri alarak diğer sağlam güvercinlere bulaştırır. Bu artroptlara taşıyıcı (portör) denilir.
Güvercinin hastalıklı bölgelerinden direk kontakla veya tozla, damlacıkla, çok ince tüylerle hava yoluyla da bulaşma olur. Bunlara ek olarak; virüslü salya ve burun akıntısının içme suyuna bulaşması yoluyla, virüsle bulaşık dışkıyla bulaşma olur. Çiftleşme döneminde eşler birbirlerine bulaştırır. Güvercinlerin yavrularını beslemesi sırasında yemek borusu, kursak ve yutaklarındaki çiçek lezyonlarındaki virüsü yemlerle yavrularına bulaştırabilirler. Güvercin kümeslerine getirilen hastalıklı (gizli, subklinik, kronik, portör vs.) güvercinler tehlikelidir.
Virüs çevresel koşullara, kurumaya ve bazı dezenfektanlara karşı drenç gösterir. Yara kabuklarında, tüyler, tozlar üzerinde canlı kalabilirler ve infektivitesini (hastalık oluşturabilme yeteneği) uzun süre koruyabilirler. Aylarca bazen uygun ortamlarda yıllarca canlı kalabilirler.
Güvercin virüslerinde hemaglutinasyon yeteneği bulunduğu açıklanmıştır.
Virüs fenol’e (%1) ve formalin’e (%0.1) 9 gün kadar dayanabildiği, 50 C derecede 30 dk 60 C derecede 8 dk da inaktive olduğu bildirilmiştir.
Yavru döneminde dışarıdan güvercin alınması çok tehlikelidir.. Muhtemel bulaşıcı hastalıkları taşıyabileceği düşünülmeli ve alınmamalıdır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ VE SEYRİ:
Atılan hastalık etkenleri zeminde toza yapışır. Patojeni taşıyan tozun nüfus edebilmesi için güvercinlerde yara olması gerekir. Kan emen artrapotlarla bulaşmada kendileri yara açarak bulaştırırlar.
Virüs vucuda girdikten 7-14 gün kuluçkaya yatar.
Kümeste morbidite (yayılma) yüksek, mortalite (ölüm) ise hayvanların duyarlılığına, bağışıklıklarına, ikincil hastalık etkenlerine ve tedaviye bağlıdır.
Vücuda giriş yapan virüsler kan dolaşımına girebilir. (Viremia) Tekrar kan yolu ile dış deri ve mukozaya döner ve yer yer sınırlı proliferasyon (üreme) a neden olurlar.
Vücuda giriş yapan virüsler kan dolaşımına girebilir. (Viremia) Tekrar kan yolu ile dış deri ve mukozaya döner ve yer yer sınırlı proliferasyon (üreme) a neden olurlar.
Üremelerin olduğu yerler genellikle tüysüz kısımlardır. Gözçukurları, gaga ve ayak bölgelerinde bakteriyel etkenler için uydundur. İrin oluşumuna neden olurlar.
Eğer patojenler burun çukuru mukozasında, yutakta, soluk borusu ve gırtlakta yerleşirse; ayrılması zor olan kötü kokulu proliferasyonlarla (doku üremeleri) solunum yolunu tıkarlar nefes alamazlar veya beslenemeyerek açlıktan ölür.
KLİNİK BULGULAR - SEMPTOMLAR:
İki form u vardır.
KLİNİK BULGULAR - SEMPTOMLAR:
İki form u vardır.
- Deri formu (kutanöz, çiçek formu, kuru form): Ağız, göz etrafı, tüysüz deri kısımlarında küçük lezyonlar ve kabarcıklar şeklinde gelişen çiçek formudur. Bu dejenerasyon genişleyebilir Kızarıklıklar giderek gelişir kabarık ve kabuklu lezyonlar oluşur. (Papul vezikül püstül. Vezüküller zamanla açılır virüs saçılır, yerlerinde açılan yaralardan (kontamine) bulaşma olur. Kabuklarda virüs çoktur. Ağız ve göz kapaklarının açılmasına engel olur. Kuşların görme ve beslenmesine engel teşkil eder. Körlüğede neden olabilir. Hayvanlar zayıflar. Hastalığın hafif ve başka enfeksiyon etkenlerile bulaşmamışsa kolay iyileşir.
- Difterik Form (Islak form): Mukoz mebranlarda görülür. Ağız, dil, yutak, yemek borusu, larinks, kursak, tracheada sarı nekrotik pseudomembranlar gelişir. Bunlar büyür ve birleşirler. Membranlar pensle tutulup kaldırıldığında yerlerinde kanayan yüzeyler meydana gelir. Bu lezyonlar soluk almaya ve beslenmeye mani olur. Hayvanlar zayıflar, hırıltılı ve zor soluk alıp verir, asfeksi ve ölümlere yol açarlar.
Ayrıca burun ve sinuslerde lezyonlar,yüz ve göz kapaklarında şişmeler , burun ve gözden akıntılar gelmesi de gözlenir.
Sağlıksız kümeslerde , yetersiz bakım ve beslenme şartlarında , her türlü olumsuz şartlarda , bilinçsiz yetiştiricilerin kümeslerinde %50-60 dolaylarında ölüm görülebilir.
TANI - TEŞHİS:
Klinik bulgular pox’un deri ve mukozal şekilleri kabuk kabuk proliferasyon (frengi) kolaylıkla tanınır.
Ancak birçok hastalıkla karıştırılabileceği düşünülmelidir.
Karıştırılan Hastalıklar:
Sıklıkla karıştırılabilecek hastalıklar;
- Trichonomiasis (pamukçuk, canker): Ağız içindeki oluşumlar peynirimsi ve koparıldığı zaman yerlerinde kanam olmaz. Çiçekte kanama olur.
- Ornithosis-(Clamidea): Göz ve çevresindeki lezyon tek taraftadır. Çiçekte her iki gözdede görülebilir.
- İnfectious Catarrh (Coryza): Burun ve ağız içinde sarımsı-kahverengi mucopurulent akıntı olur. Solunum sisteminin auskultasyonunda tipik solunum sesleri, hırıltılı solunum duyulur.
Daha az karıştırılabilecek hastalıklar;
Avitaminosis, mantarlar (aspergillosis, candida), viral (herpes virüs) ve mix enfeksiyonlar ..
Nekropsi bulguları:
Baş bölgesindeki lezyonlar kolayca görülebilir. Ağız, yutak dil, farinks, larinks, yemek borusu, soluk borusu ve bazende akciğerlerde lezyonlara rastlanır.
Larinks ve trachheadaki oluşumlar (membranlar, mukoid salgı) asfeksi ve ölümlere yol açabilir.
Ayırıcı Tanı:
Etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin stoplasmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri) ve bunlarında içinde bulunan virüs partikülleri (Borrel partikülleri) ışık mikroskopları ile görülebilir. (1500 x büyütmeli )
Laboratuar tanı:
Embriyolu tavuk yumurtasına ekim yapılır. Gelişmeler izlenir, özel belirtilere bakılır.
a-Virüs izolasyonu
b-Serolojik testler
c-Hayvan deneyleri de yapılabilir.
TEDAVİ:
Direk virüse etkili ilaç yoktur. Güvercin kendi savunma mekanizmasıyla virüse karşı koyacaktır.
Yapılan tedavi destekleyici ve sekonder (ikincil, diğer) hastalık etkenleri karşı yapılmalıdır.
Vucudu desteklemek için iyi kaliteli, ağız, yutak, yemek borusunda hasarı artırmayacak yemler seçilir. Arpa gibi kılçıklı tahıllar verilmez. Vitamin, mineral, probiotik verilir. Özelikle A vitamini verilmesi yararlıdır. Probiyotikler (Livimun, Bird bene bac, vb.) antibiyotikten 2 gün önce verilmeli, antibiyotik verildiği zamanlarda verilmemeli, antibiyotik tedavisi bittikten sonra tekrar verilmelidir.
Kabuklar pensle uygun şekilde kanatmadan yada az hasarla uzaklaştırılır ve lezyonlu bölgelere veteriner hekimlerin önereceği uygun iyotlu antiseptikler uygulanır. Bu ilaç virüslerden çok sekonder hastalık etkenlerine karşı uygulanır. Antibiyotikli pomat yada solusyonlarda kullanılabilir.
Seconder enfeksiyona karşı veteriner hekiminizin önereceği kanatlılara özgü geniş spekturumlu antibiyotiklerden (?) bir tanesi verilir.
KORUYUCU TEDAVİ - AŞI:
Kümeste virüslere etkili dezenfekte etme işlemi yapılmalıdır.
Bütün aşılamalarda olduğu gibi hasta, gizli hasta, portör, infekte, parazitli, aşırı zayıf güvercinler aşılanmamalıdır.
Özel olarak güvercin için hazırlanan aşılar buttan birkaç tüy kopartıldıktan sonra aşı fırçası ile sürülür. Kümesteki bütün kuşlar aşılanır.
Kıl keselerinin şişmesi aşının tuttuğuna ve bağışıklığın geliştiğine işarettir. Eğer but derisinde hiçbir reaksiyon oluşmamışsa aşı tutmamıştır. Tekrar aşılama yapılmalıdır. Bazı kuşlar ise bağışıklık kazanmış olduğu halde reaksiyon vermeyebilir.
Bir kez hastalığı atlatan kuşlar ömür boyu bağışıklık kazanır.
Hastalığın sık sık yaşandığı bölgelerde baharda aşılama yapılabilir.
Halk sağlığı açısından önemi:
Güvercin çiçek hastalığı direk insanlara bulaşmaz. Ancak güvercinlerde görülebilen diğer hastalık etkenlerinin vücuda girmesi ve gelişmesine zemin hazırladığı akılda bulundurulmalıdır. Uygun şekilde en kısa sürede destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
Klinik bulgular pox’un deri ve mukozal şekilleri kabuk kabuk proliferasyon (frengi) kolaylıkla tanınır.
Ancak birçok hastalıkla karıştırılabileceği düşünülmelidir.
Karıştırılan Hastalıklar:
Sıklıkla karıştırılabilecek hastalıklar;
- Trichonomiasis (pamukçuk, canker): Ağız içindeki oluşumlar peynirimsi ve koparıldığı zaman yerlerinde kanam olmaz. Çiçekte kanama olur.
- Ornithosis-(Clamidea): Göz ve çevresindeki lezyon tek taraftadır. Çiçekte her iki gözdede görülebilir.
- İnfectious Catarrh (Coryza): Burun ve ağız içinde sarımsı-kahverengi mucopurulent akıntı olur. Solunum sisteminin auskultasyonunda tipik solunum sesleri, hırıltılı solunum duyulur.
Daha az karıştırılabilecek hastalıklar;
Avitaminosis, mantarlar (aspergillosis, candida), viral (herpes virüs) ve mix enfeksiyonlar ..
Nekropsi bulguları:
Baş bölgesindeki lezyonlar kolayca görülebilir. Ağız, yutak dil, farinks, larinks, yemek borusu, soluk borusu ve bazende akciğerlerde lezyonlara rastlanır.
Larinks ve trachheadaki oluşumlar (membranlar, mukoid salgı) asfeksi ve ölümlere yol açabilir.
Ayırıcı Tanı:
Etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin stoplasmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri) ve bunlarında içinde bulunan virüs partikülleri (Borrel partikülleri) ışık mikroskopları ile görülebilir. (1500 x büyütmeli )
Laboratuar tanı:
Embriyolu tavuk yumurtasına ekim yapılır. Gelişmeler izlenir, özel belirtilere bakılır.
a-Virüs izolasyonu
b-Serolojik testler
c-Hayvan deneyleri de yapılabilir.
TEDAVİ:
Direk virüse etkili ilaç yoktur. Güvercin kendi savunma mekanizmasıyla virüse karşı koyacaktır.
Yapılan tedavi destekleyici ve sekonder (ikincil, diğer) hastalık etkenleri karşı yapılmalıdır.
Vucudu desteklemek için iyi kaliteli, ağız, yutak, yemek borusunda hasarı artırmayacak yemler seçilir. Arpa gibi kılçıklı tahıllar verilmez. Vitamin, mineral, probiotik verilir. Özelikle A vitamini verilmesi yararlıdır. Probiyotikler (Livimun, Bird bene bac, vb.) antibiyotikten 2 gün önce verilmeli, antibiyotik verildiği zamanlarda verilmemeli, antibiyotik tedavisi bittikten sonra tekrar verilmelidir.
Kabuklar pensle uygun şekilde kanatmadan yada az hasarla uzaklaştırılır ve lezyonlu bölgelere veteriner hekimlerin önereceği uygun iyotlu antiseptikler uygulanır. Bu ilaç virüslerden çok sekonder hastalık etkenlerine karşı uygulanır. Antibiyotikli pomat yada solusyonlarda kullanılabilir.
Seconder enfeksiyona karşı veteriner hekiminizin önereceği kanatlılara özgü geniş spekturumlu antibiyotiklerden (?) bir tanesi verilir.
KORUYUCU TEDAVİ - AŞI:
Kümeste virüslere etkili dezenfekte etme işlemi yapılmalıdır.
Bütün aşılamalarda olduğu gibi hasta, gizli hasta, portör, infekte, parazitli, aşırı zayıf güvercinler aşılanmamalıdır.
Özel olarak güvercin için hazırlanan aşılar buttan birkaç tüy kopartıldıktan sonra aşı fırçası ile sürülür. Kümesteki bütün kuşlar aşılanır.
Kıl keselerinin şişmesi aşının tuttuğuna ve bağışıklığın geliştiğine işarettir. Eğer but derisinde hiçbir reaksiyon oluşmamışsa aşı tutmamıştır. Tekrar aşılama yapılmalıdır. Bazı kuşlar ise bağışıklık kazanmış olduğu halde reaksiyon vermeyebilir.
Bir kez hastalığı atlatan kuşlar ömür boyu bağışıklık kazanır.
Hastalığın sık sık yaşandığı bölgelerde baharda aşılama yapılabilir.
Halk sağlığı açısından önemi:
Güvercin çiçek hastalığı direk insanlara bulaşmaz. Ancak güvercinlerde görülebilen diğer hastalık etkenlerinin vücuda girmesi ve gelişmesine zemin hazırladığı akılda bulundurulmalıdır. Uygun şekilde en kısa sürede destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder